- ''Ama bir de ikincil, daha dar, cinsiyetli bir anlamı vardı. Bir kadın için tevazu, kişinin erkek üstüne/babasına/kocasına sessizce riayet etmesi, artı, diğer erkeklerin dikkatini çekmemek üzere tasarlanmış bir geriçekilmeydi. Bu cinsiyetçi ikincil anlam gelişti ve sözcüğün esas anlamını zayıflattı. Erkeklerin çoğu ve kadınların birçoğu kadınlara uygun sayılan bir erdemin erkekte bulunmasını takdire şayan görmüyordu.''
- ?? Bazen acaba içe dönük insanlar, sadece dışa dönüklerin farkına varabilecekleri özel bir koku mu salgılıyorlar diye kendime soruyorum.??
- ?? Bu yüzden züppenin biri diye onu hor gördüm. Derken, herkesi hor gördüğüm için kendimi de hor görmeye başladım. Ah, ne kadar hoş bir durumdu; içine düşünler neyi kastettiğimi çok iyi anlarlar.??
- ?? Herkes yapamazsın deyince sen de inanıyorsun. Edebiyatta da böyle olmuş; ta bir sürü kadın bunları dinlemekten usanıp, kadınlar roman falan yazamaz diye tutturan erkekleri artık yerin dibine batıracak denli büyük romanlar yazana dek. Asıl sorun, üçüncü sınıf erkeklerin elde ettiğine erişebilmek için kadınların kesinlikle birinci sınıf işler yapmak zorunda olmaları. Çok tuhaf. Galiba şu senin düzleyici dediğin şeyin aynısı bu."
- Eğer gereksinmem olmayan şeyleri alırsam, gereksinme duyduklarıma hiçbir zaman sıra gelmez!
- Dünyanın ne kadar güzel olduğunu görmenin yolu, onu ay gibi görmekten geçiyor. Yaşamın ne kadar güzel olduğunu görmenin yolu ölümün bakış açısından bakmaktan geçiyor.
- Artık biliyordu ki görevi, yaptığı hatayı düzeltmek değildi, hiç olmamıştı; yapması gereken , başladığı şeyi bitirmekti, ve bunu bilmek de hiç kolay değildi.
- Akıllıya soru gerekmez; aptal ise boşuna sorar.
- Fakat güç, sadece ihtiyaç anında ortaya çıkmaz: Bilgi de olması gerekir.
- "İnsanı büyücü yapan kılığı mıdır?" diye cevap verdi asık bir yüzle. "Hayır," dedi büyük oğlan. "Ama duyduğuma göre,insanı insan yapan davranışlarıymış.??