- Ben bu coşkulu havaya gene biraz melankoli getirmek zorunda kalacağım. Onun için hepinizden özür dilerim. Batı kültürü ve batının bizi nasıl etkilediği seminer konusu kapsamında olduğundan. İlkin biraz buna değineyim. Her zaman olduğu gibi gene çok bireyci davranacağım. Başka türlüsü elimden gelmiyor. Toplumun oluşumunda en çok bireyin varlığına önem veren bir bireyciyim.
- "Okumayı dört yılda sökebildim. Söker sökmez Capote'yi,Steinbeck'i okudum. O zamanlar batı, Yakındoğu ve Asya gibi coğrafi ayrımları hiç mi hiç bilmiyordum. Üçüncü dünyayı da bilmiyordum. O zamanlar üçüncü dünya kavramı belki de daha oluşmamıştı."
- "Ama kanımca yazı yazmak coşku, hafif melankoli, taşkınlık gibi psikolojik bir semptomdur."
- İnsan yazarlık hastalığını az da yazsa sürekli olarak içinde taşır. Ben, bu hastalığa ancak dayanamayacak hale gelince,neredeyse psikoza girecek duruma geldiğimde yazabilen bir hastayım.
- "Hiçbir zaman sakin olamamak, sanırım benim kaderim." Italo Svevo (Zeno'nun Bilinci romanından)
- Bir cümle de ben eklemek istiyorum: "Yaşamla ve ölümle hesaplaşmak için yazıyorum".
- "Sanırım Kafka'yı ilk kez Değişim öyküsü ile okudum.Onbeş yaşlarımda.Her böceğin daha önce insan olduğunu düşünecek kadar etkiledibeni.İnsanların yaşam ve toplumsal düzeni örgütlemekteki tutumlarının hepimizi bir böcek ya da Türkçe deyimi ile "koyun" kıldığını düşünemeyecek kadar gençtim. "
- "Sanırım Kafka'yı ilk kez Değişim öyküsü ile okudum.Onbeş yaşlarımda.Her böceğin daha önce insan olduğunu düşünecek kadar etkiledibeni.İnsanların yaşam ve toplumsal düzeni örgütlemekteki tutumlarının hepimizi bir böcek ya da Türkçe deyimi ile "koyun" kıldığını düşünemeyecek kadar gençtim. "
- ?Bütün evin gürültüsünün ana karargâhı olan odamda oturuyorum.Tüm kapıların vurulduğunu işitiyorum, böylece hiç değilse kapılar arasında dolaşanların ayak seslerini duymaktan kurtuluyorum, ama mutfakta açılıp kapanan fırın kapağının gürültüsünü işitiyorum. Babam odamın kapılarım sanki yararcasına gecelik elbisesini yerde sürükleyerek gelip geçiyor, bitişik odada sobanın külünü kazıyorlar, Valli ön odadan kelimesi kelimesine babamın şapkasının temizlenip temizlenmediğini soruyor, benimle dost olmaya çalışan bu vızırtı, kendisini yanıtlayan bir haykırışı da karşılıyor. Sokak kapısının kilidi açılıyor ve hastalığa tutulmuş insan boğazı gibi bir gürültü çıkartıyor, sonra şarkı söyleyen bir kadın sesiyle açılıyor ve sonra gene hiç kimseyi umursamamanın son aşamasına varan sert, erkekçe bir hareketle kapanıyor.Baba evden çıktı, şimdi daha zarif, daha dağınık, daha umutsuz bir gürültü başlıyor, iki kanaryanın yönettiği gürültü. Daha önceleri de düşünmüştüm ama şimdi kanaryalar derken gene aklıma geliyor, acaba kapıyı azıcık aralasam, yılan gibi bitişik odaya sürünsem ve böylece yerden hiç kalkmayarak kızkardeşlerim ve dadılarından biraz sessiz olmalarını mı rica etsem." Franz Kafka
- ?Bütün evin gürültüsünün ana karargâhı olan odamda oturuyorum.Tüm kapıların vurulduğunu işitiyorum, böylece hiç değilse kapılar arasında dolaşanların ayak seslerini duymaktan kurtuluyorum, ama mutfakta açılıp kapanan fırın kapağının gürültüsünü işitiyorum. Babam odamın kapılarım sanki yararcasına gecelik elbisesini yerde sürükleyerek gelip geçiyor, bitişik odada sobanın külünü kazıyorlar, Valli ön odadan kelimesi kelimesine babamın şapkasının temizlenip temizlenmediğini soruyor, benimle dost olmaya çalışan bu vızırtı, kendisini yanıtlayan bir haykırışı da karşılıyor. Sokak kapısının kilidi açılıyor ve hastalığa tutulmuş insan boğazı gibi bir gürültü çıkartıyor, sonra şarkı söyleyen bir kadın sesiyle açılıyor ve sonra gene hiç kimseyi umursamamanın son aşamasına varan sert, erkekçe bir hareketle kapanıyor.Baba evden çıktı, şimdi daha zarif, daha dağınık, daha umutsuz bir gürültü başlıyor, iki kanaryanın yönettiği gürültü. Daha önceleri de düşünmüştüm ama şimdi kanaryalar derken gene aklıma geliyor, acaba kapıyı azıcık aralasam, yılan gibi bitişik odaya sürünsem ve böylece yerden hiç kalkmayarak kızkardeşlerim ve dadılarından biraz sessiz olmalarını mı rica etsem." Franz Kafka