- İnsan yaşamının mutlak en önemli olgusu sevilen bir insanı özlemek, istemek. Onun yanındayken de özlemek, istemek. Oysa yaşam genellikle insanın bir başına kalması. Uykuda. Uykuyu araken. Derin uykuların ötesinde bile zaman zaman düşünde bile sezinlemiyor mu insan birbaşınalığın çaresizliğini...
- Her sevginin başlangıcı ve süreci, o sevginin bitişinin getireceği boşluk ve yalnızlık ile dolu. Belirsizlikler arasında belirlemeye çalıştığımız yaşam gibi. Sevgi isteği, kendi kendine yaşamı kanıtlama dileği kadar büyük. Belki kendilerine yaşamı kanıtlamaya gerek duymayan insanlar, sevgileri de derinliğine duymadan , acıya dönüştürmeden yaşayıp gidiyorlar. Ya da sevgiyi sevgi , beraberliği beraberlik , ayrılığı ayrılık , yaşamı yaşam ,ölümü ölüm olarak yaşıyorlar. Oysa yaşam ölümle , ölüm yaşamla tanımlı. Ama sen. Senin için her beraberlik ayrılışı , her ayrılış beraberlik , sevgi sevgisizlik , duyum duyumsuzluğun başladığı an. Birisinin teniyle yanyana olmak , kendi var oluşumu unutmak mı. Ya da daha derin algılamak mı. Kendi var oluşum. Her var oluş kendisiyle birlikte ölümü getirmiyor mu...
- "Acımın derinliğinde, benim için arta kalan hiçbir şey yok. Yalnızlığımı algılamanın gururu bile."
- İnsan çoğu kez her şeyin son bulduğu duygusuna kapılıyor, oysa yaşamın sonsuzluğunu algılayabilmek için bile yeterli değil bir insan ömrü. (syf.94)
- Duvarlar yaşamımızdaki mezarlar mı. Kent sokaklarında çıkan her benlik değiştirilmiş, takınılmış bir kişilik değil mi. Duvarlar gerisinde en çok kendimiz olmuyor muyuz. En çok duvarlar arasında direnmiyor, en çok duvarlar ardında duymuyor muyuz. Duvarlar ardında bu doyumsuz yaşamdan soluklar alarak ve alamayarak ayrılmayacak mıyız.
- Hiçbir sevginin ardından gidemem. Sevgi inandırıcı değildir. Düşüncelerin bulduğu, düşüncelerin biçimlendirdiği bir durumdur. Düşünüldüğü oranda büyür, derinleşir, büyütülür, derinleştirilir. Ne denli düşünülürse, o denli büyür. O denli dayanılmaz boyutlara ulaşır, ulaştırılır. Gerçekleştirilemez. Soyut laşır. Ve hiçbir zaman bitmez. Yaşam gibi. Ölüm gibi.
- Aynı gökyüzünün dünyanın tüm ülkelerini kapsamasına olanak var mı. Tüm yüzyılların, tüm özgürlüklerin, tüm savaşların, tüm cezaların, tüm haksızlıkların, tüm yiyeceklerin, tüm açlığın, tüm yoksullukların ve acıların hala var olduğunun bugünün dünyasını aynı gökyüzünün bürümesine olanak var mı?
- Her anı ölüdür. Şimdi sen de bir anısın. Sen de ölüsün.
- Şimdi sen bir anısın. Tenin herhangi bir yerde sürdürecek yaşamını.
- Sağlıklı insan aklı ile yaşansaydı, değmezdi yaşamaya can sıkıcı olurdu. Tam aksine güzel olan dünyanın gökyüzü altında bir deliler topluluğunu andırması.