- O öldü. Hiç bir şey anlamadım onun ölümünden. Korkmadım da. Yalnız bir evin yüksek katından caddeye bakarken, aşağıda giden cenaze arabasında onun götürüldüğünü biliyordum. Bir kadın beni oyuncaklarla oynamaya zorluyordu. Sanki şimdi bir başkasının ölümünden bir şey anlıyor muyum? Kendi ölümümden?
- - Sana ne oldu? Sensiz yaşayamam. - Yaşarsın. Herkes herkessiz yaşayabilir.
- Kimse yaşadığımız mevsimin,günlerin ve gecelerin yaşamın kendisi olduğundan söz etmiyor.
- Her caddenin kendine özgü bir görüntüsü vardır. Her tepe başlı başına bir kişiliktir...
- O gene kendi içine geri döner. Yazmaya dalar.
- Yaşanacak bir yaşam vardır. Binilecek bisikletler var. Yürünecek yaya kaldırımlarıve tadına varılacak güneş batışları vardır.
- Yolculuklar ilginçtir. Yaşamın sürekliliği içinde başlı başına kesitler oluştururlar.
- Tüm dünyada spagettinin yayılışını kavradığın gibi, yalnızlık sorununun sorumluluğunu da tek başına taşımayı öğrenmelisin!
- Yaşamımın en mutlu anlarında da güçle acıyı duymadım mı. Ve acıların ötesinde bir beklenti vardı: Kendi dünyamın beklentisi .
- Kimse senin kadar güzel, hiç kimse senin kadar canlı gitmedi ölüme.