- ?Seni suçlamıyorum sevgilim, hayır seni suçlamıyorum. Bağışla beni eğer kalemimin mürekkebine arada sırada bir damla acı da karışıyorsa evet bağışla.?
- ?Ve senin bakışlarının altında gerçekleşen benliğinin hiçbir parçasıyla beni tanımadıgını, hayatından benim hayatıma, isterse bir örümcek ağı kadar incecik olsun, hiçbir hatıranın uzanmadığını gösteren o uyanış.Gerçekliğin uçurumuna ilk yuvarlanıştı, kaderime ilişkin ilk sezgiydi?
- ? Elinin değdiği kapı tokmağını öptüm, dairene girmeden önce fırlatıp attığın bir puro izmaritini çaldım ve onu dudakların değmiş olduğu için, artık kutsal bir nesne saydım.?
- ?Yalnızca seninle konuşmak istiyorum. Sana ilk defa her şeyi söylemek istiyorum bütün hayatımı bilmelisin, o hayat ki, hep senindi ve sen onu asla bilmedin.?
- Tek bir düşünceye saplanıp kalmış her tür sabit fikirli insan hayat boyu ilgimi çekmiştir çünkü kişi kendini ne kadar sınırlarsa öte yandan sonsuzluğa o kadar yakın olur; özel nüvele-riyle, tıpkı karıncalar gibi dünyanın dikkat çekici ve bütünüyle eşsiz bir modelini oluşturanlar, tam da bu görünüşte dünyanın dışında kalanlardır.
- Yeryüzünde başka hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz.
- Ne kadar soyut görünseler de düşüncelerin bile bir dayanak noktasına ihtiyacı vardır, aksi takdirde deveran etmeye, anlamsızca kendi çevrelerinde dönmeye başlarlar; onlar da hiçliğe dayanamazlar.
- ?Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez kendi içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.?
- "İçte tutulan gözyaşları akıtılanlardan daha acıtıcıdır."
- "Ah,canlılığım her zaman vardı elbette, sadece yaşamaya cesaret edememiştim,kendimi boğazlamış ve kendimden gizlemiştim;fakat şimdi bütün o baskı altındaki güç patlamıştı,yaşam denen o zenginlik, o tarifsiz kudret bana galip gelmişti."