- "Nasıl beklediklerine, nasıl kavradıklarına ve kalakaldıklarına bakarak bu ellerden her şeyi anlar insan ; Haris kişiyi pençe gibi kıvrılan elinden, müsrif olanı gevşek elinden, hesap yapanı sakin elinden, kararsızı titreyen bileğinden; ..."
- "İnsan kendini oyunda ele verir; oyun oynarken elleri onu daha da çok ele verir. Çünkü kumarbazların hepsi, ya da hemen hemen hepsi kısa zamanda yüzlerini kontrol etmeyi öğrenirler -gömleklerinin yakalarının üzerinde soğukkanlılığın soğuk maskesini taşırlar -dudaklarının yanlarındaki kırışıklıkları aşağı çekerler, heyecanlarını sıktıkları dişlerinin altına gömleklerinin, huzursuzluklarını kendi gözlerine yansıtmazlar, gerilen yüz kaslarını yatıştırıp yapay, kibarlik taklidi bir kayitsizliga dönüştürürler. Ama tam da gerilmis dikkatleri, en görünür yerleri olan yüzlerini kontrol etmekte toplandığından ellerini unuturlar ve sadece o elleri gozleyen, onlara bakarak , üst tarafta gülümseyerek kırışan dudakların, kasıtlı olarak kayıtsız bakan gözlerin gizlemek istediği her şeyi anlayan insanlar olduğunu unuturlar. " Syf.29
- "İnsanların minnettarlığını pek sevmeyiz, en minnettar olanlar kendilerini ifade edecek sözcükleri bulamazsanız, kafaları karışarak susarlar, utanırlar ve bazen de duygularını dışa vurmamak için tutulup kalmış gibi yaparlar. "
- "Acılar korkaktır ."
- "İnsan, ölümün gölgesi üzerine düşmüşse eğer artık yalan söylemez."
- ... çünkü kendi suskunluğumda boğulmak üzereyim...
- Güvenin şartı samimiyettir,kayıtsız şartsız samimiyet.
- Çünkü bilirsiniz ya, yeryüzünde başka hiçbir şey insan ruhunu hiçlik kadar baskı altına alamaz.
- Bir iptilaya tutulmuş her insan daima tehlikededir.
- Sanki güçlü bir şimşek çakmasının ardından kalbimiz küt küt atarak gök gürültüsünü bekliyorduk ama gök gürültüsü gelmiyor, gelmiyordu.