- R., bir ölümü ve ölümsüz aşkı hissetti: ruhunda sanki bir kabuk kırıldı ve adam görünmeyeni, uzaklardaki bir müziği hatırlarcasına, cisimsellikten yoksun ve tutkuyla düşündü.
- İnsanları yargılamaktan değil, anlamaya çalışmaktan zevk alıyorum.
- O zaman, sana göre ölü olduğuma göre, neden ölmekten hoşlanmayayım, sen benden gitmiş olduğuna göre, neden ben de artık yoluma gitmeyeyim?
- belli bir hedefi olmayan her hayat bir hatadır.
- Beni teselli edecekler ve birtakım sözcükler söyleyecekler, sözcükler, sözcükler; fakat ne yardımı dokunabilir ki sözcüklerin bana?
- Ölmüş olan kalbinde artık acı veren bir şey kalmamıştı.
- Ah! Yarabbim, yarabbim! Hiç bu kadar yalnız kalmadım ben.
- Kendini tanımak, daha o an kendini korumak ve çoklukta faydasız yere korumak demektir...
- Bir daha gelmemek üzere çekip gitmişti her şey.
- Sessizliğin sonsuzluğu içinde kapatıldığını sandı; göğsünün üstünde, görünmeyen göklerin karanlığını duydu.