- Ve etrafımda hep yalnızca masa,dolap,yatak,duvar kağıdı,pencere vardı,oyalanabilecek hiçbir şey yoktu,hiçbir kitap,gazete,yabancı yüz,bir şeyler not etmek için kurşunkalem, oynayacak kibrit yoktu,yoktu,yoktu.
- Sonunda yalnızdım ve artık asla yalnız olmayacaktım!
- ...Onların amacı da buydu zaten, boğazıma kadar düşüncelerime batıp boğulmalıydım ve en sonunda onları kusmaktan, istedikleri her şeyi söylemekten, kanıtları ve insanları ele vermekten başka çarem kalmamalıydı...
- Yüreği hep yaşadığı anın içinde kayboluyordu, gerçeği söylerken yalan söylüyor, kandırmak isterken dürüst davranıyordu; tek bildiği, ne hissettiğiydi.
- O güne dek hiçbir zaman yalnız kalmadığı için tek kişinin bile kendisi için ne kadar önemli olduğunu hiç bilmemişti.
- Bayan de Prie, diri diri gömülmüş biri gibi hissediyordu kendini, toprağın altındaki tabutunda uyanan, bağırıp çağıran, duvarları yumruklayan biri gibiydi; yukarıda onun sesini duyan olmuyordu, insanlar seke seke üzerinde yürüyorlar, onun sesi de yalnızlığının içinde boğuluyordu.
- " Yaşamımda ilk kez, yeryüzündeki en büyük kötülüklerin kaynağının vahşet ve kötü niyet değil, kişilerin yenemedikleri zayıflıkları olduğunu anlıyorum."
- " Acımak iki yanı keskin bir bıçak gibidir, kullanmayı bilmeyen, elini ve de özellikle kalbini ondan uzak tutmalıdır. Tıpkı morfin gibi acıma duygusu da hasta için sadece başlangıçta bir nimet, bir ilaç, bir devadır. Ama dozunu ayarlamasını ve azaltmasını bilmediğiniz zaman öldürücü bir zehir olabilir."
- Tüm acılar korkaktır, kendisinden daha güçlü olan yaşama isteği karşısında geri çekilir, çünkü bedenimizin her hücresinde yerleşmiş olan yaşama isteği, ruhumuzdaki ölüm tutkusundan çok daha güçlüdür.
- Siyah ve beyazdan oluşan her iki ben de yarışa girişmeden edemiyordu ve her ikisi de yenmek, kazanmak için kendine göre bir hırsa, bir sabırsızlığa kapılıyordu; siyah olan ben, beyaz olan ben'in yapacağı her hamleyi heyecanla bekliyordu. Bir tanesi bir yanlış yapınca, öteki ben sevinçten havalara uçuyor ve aynı anda da kendi beceriksizliğine kızıyordu.