- Bir kez kendini bulmuş olan kişinin bu yeryüzünde yitirecek bir şeyi yoktur artık. Ve bir kez içindeki insanı anlamış olan bütün insanları anlar.
- Görünüşte dünyadan kopuk yaşayanlar, özel yapıları içinde karınca gibi, dünyanın tuhaf ve eşi benzeri olmayan bir maketini kurarlar.
- Bize hiçbir şey yapmadılar, bizi tümüyle hiçliğin içine yerleştirdiler, çünkü bilindiği gibi yeryüzünde hiçbir şey insan ruhuna hiçlik kadar baskı yapamaz.
- İnsan sabahtan akşama kadar bir şey olmasını bekler ve hiçbir şey olmaz. Bekleyip durur insan. Hiçbir şey olmaz. İnsan bekler, bekler, bekler, şakakları zonklayana dek düşünür, düşünür, düşünür. Hiçbir şey olmaz. İnsan yalnız kalır. Yalnız. Yalnız.
- Satrançta kendine karşı oynamak, kendi gölgenin üstünde atlamak gibi bir çelişkidir.
- Hemen kitabı kaptığımı, gözden geçirdiğimi, okuduğumu sanıyorsunuz herhalde. Kesinlikle hayır! bir kitabım olmasının sevincini doya doya yaşamak istiyordum önce; bu çaldığım kitabın ne çeşit bir kitap olduğunu düşlemenin sevinci, ağırdan almama yol açıyor ve beni olağanüstü heyecanlandırıyordu.
- Dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır bir baskı uygulayamaz
- Senin dairene çıktık sevgilim, bu çıkışın, bu merdivenlerin benim için ne anlama geldiğini, nasıl bir sarhoşluk, nasıl bir karmaşa, nasıl delice, acı verici, neredeyse öldürücü bir mutluluk olduğunu anlayamayacağını söylersem, beni bağışlamani dilerim. Ama şunu yalnızca hissetmeye çalış; oradaki her nesne sana tutkumla doluydu. Çocukluğumun özlemimin simgesiydi.
- Adam, duyguya ait hatıraların varlığını hissediyor , ama onları yine de hatırlamıyordu. Sanki bütün bu kişileri rüyada görmüş gibiydi, sık sık görmüştü onları, ama sadece bir rüya görme haliydi. O sırada bakışları önünde, yazı masasının üstünde duran mavi vazoya takıldı. Vazo bostu; yıllardan beri ilk defa bir yaş gününde bostu. Korktu: sanki başka bir dünyadan gelen soğuk bir bir esinti, sakin odasına akıyordu. R nin ölümü ve ölümsüz aşkı hissetti ruhunda. Sanki bir kabuk kırıldı ve adam görünmeyeni, uzaklardaki bir müziği hatirlatircasina cisimsellikten yoksun ve tutkuyla düşündü.
- İnsanların çoğu sınırlı bir hayal gücüne sahiptir. Duyumlarını uyaracak ölçüde yakınlarında gerçekleşmeyen bir olaya ilgi göstermek pek içlerinden gelmez; ama aynı şey gözlerinin önünde, doğrudan duygularına dokunma mesafesinde gerçekleşirse, bu olay önemsiz bile olsa, hemen aşırı bir duyarlılık gösterirler. Böylelikle normalde nadiren görülen tepkilerini ölçüsüz ve abartılı denebilecek bir sertlikle telafi etmiş olurlar.