- ??Taşların ortasında Leylâ'nın gözleri Leylâ köşe köşe göz göz şiirin ortasında Ben Leylâ'yı bulduğumdan yahut kaybettiğimden beri Leylâ ya o adamın bardağında ya o dağın ortasında Ben Leylâ gibi güneş doğarken uyanamam Şehir gece gündüz benim içimde uyur Leylâ'yı götürüp Londra'nın ortasına bıraksam Bir bülbül gibi yaşamasını değiştirmez çocuktur Leylâ diyorsam kesik yanaklarıyla Leylâ Üç köşeli dünyasıyla Okuyla yayıyla yaylasıyla acımasıyla Leylâ diyorsam şu bizim gerçek Leylâ Biz seni iste böyle seviyoruz Leylâ O gitti bize ağlamak kaldı kala kala??
- ??Sen bana yeni yılsın her dakika Her dakika bir yaşıma daha giriyorum Sen benim üstüne titrediğim güzel ve yeni Saatim kadar saadetimin göz bebeği zamansın Ben bin parçaya bölündüm her parçasında Her parçasındayım kırkayak sesli boğuk Arkadaşlığı: Çalkantısız üniversitenin yalnızlığın ve ağlamanın Erkek ağlar mı diyeceksin Hayber'in kapısı ağlar mı erkek ağlar mı Ben yel gibi erkekler ağlar diyorum Bir dakika ağlar yılbaşı dakikasında Daha gözlerinin gerçek yasları belirmeden Ağlamak diye bir şey yoktur diye bir şey Yüzme bilmeyen bir uyurgezer yüzer ya Çürük ve havada asılı tahtalar üstünde Hafif kedi ayaklarıyla yürür gerçekten yürür ya Sen benim ağlamamı erkekliğime Uyanan ölmeyen yenilenen Azgın kışlar içinde keskin baharlar bulan Seni bulan yeniden bulan tekrar tekrar bulan erkekliğime say Bütün bir yıl bütün bir yasama boyu Gizli heybelere binbir gece eşyası doldurduğuma say??
- ??Evlerinin içi ayna döşeli Ayna hâtıra gözler ve sevmek Benim askım bin bir köşeli ah bin bir köseli Bir köşe gidince bin köşe yeniden gelecek Ayna hâtıra gözler ve sevmek Evlerinin içi kabartma bahar Köşelerde keklik gibi bakıp duran saksılar Halıları öpe öpe nakış yapar nakış gibi ayaklar Siz söyleyin insan seve seve ölmez ne yapar Köşelerde keklik gibi bakıp duran saksılar Evlerinin içi yeni güllerden Görülmemiş güneşleri görülmemiş gözlerine getiren Sağ köşedeki entari sol köşedeki şapka Beni katil suların ortasına bıraka Katil sular güneşi gözlerinden götüren Evlerinin içi gurur döşeli Benim aşkım binbir köşeli ah binbir köşeli??
- ??Sen güldün Asya güldü hafif danslar geldi??
- ??Öğretiyorlar kelimeyi doğan Çocuklara kutsal kelimeleri Kelime en güçlü silâhtır Tutar şehri ve insanı??
- ??Sen geldin benim deli köşemde durdun Bulutlar geldi üstünde durdu Merhametin ta kendisiydi gözlerin Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu Bulutlar geldi altında durduk Konuştun güneşi hatırlıyordum Gariptin yepyeni bir sesin vardı Bu ses öyle benim öyle yabancı Bu ses saçlarımı ıslatan sessiz bir kardı Dişlerin öpülen çocuk yüzleri Güneşe açılan küçük aynalar Sert içkiler keskin kokular dişlerin içinden geçilen küçük aynalar Ve güldün rengârenk yağmurlar yağdı İnsanı ağlatan yağmurlar yağdı Yaralı bir ceylan gözleri kadar sıcak Yaralı bir ceylan kalbi gibi içli bir sesin vardı Sen geldin benim deli kösemde durdun Bulutlar geldi üstünde durdu Merhametin ta kendisiydi gözlerin??
- ??Ölüm yayılıyordu ölüyordu gece bile İsleyen makinalar kalmıştı yalnız Ve onların kolları insanlar Zalim kelimesinin göz bebeği İnsan değil âlet Âletin âleti Kör - Tanrı onlarsız değil Ama onlar - Tanrısız??
- ??Artık ölebilirdim Bütün İstanbul şahidim Ben kandan elbiseler giydim Bundan senin haberin var mı ??
- ??Cin halkından kafileler Katır sırtında geçerler Kıra kıra kemanları Gün doğmadan Şehzadebaşı'nda Kızaran ufka selâm Süleymaniye'den Beyazıt'tan Mutlaka olmak isterim Gün doğmadan Şehzadebaşı'nda Gün de doğar gün de doğar Bir gün mutlaka gün doğar Gün doğmadan neler doğar Gün doğmadan Şehzadebaşı'nda??
- ??Tembelliğin kehribarı Bitlis Saroyan Ağızları yakan sigara ilk çağ kokan kav Birinci Dünya Harbi namazı Babamın namazı İkinci Dünya Harbi namazı Ölümsüzlük gençlik asşısı o ikindiler Evi sokağı çarsıyı onaran Yasin Paslanan güneşi sığayan sûre Atalara doğru yürüyen sûre Eve ve ellere can veren sûre Geceye zikzaklar çizdiren sûre??