- Eğer geçmişi yeniden düzenleyebilseydik ve gereksiz aptallıklarımız gibi bazı şeyleri değiştirebilseydik, her şey çok daha rahat olurdu.
- Her zaman gereksiz şeylerden çok fazla ve gerekli şeylerden çok az alırım yanıma.
- Aramızda her zaman pratik insanlar vardır. Önceliklerini belirler ve başka bir şey de beklemezler.
- İnsanların doğrudan size değil de, kendi kendilerine konuştuklarını farz etmek çok daha kolaydır. İnsanlar doğrudan size bir şey söylediğinde, duymazlıktan gelmek rahatsız edici bir durum halini alır ve fazladan çaba gerektirir.
- Duygusal tarafımdan çok uzaklardayım, neredeyse bir sürgündeymiş gibi. Ayrıca bu konuda yapabilecek hiçbir şeyim de yok.
- "Eller çok hoş şeylerdir, özellikle sevişme sonrası yola çıkmışlarsa."
- Kütüphaneci olmak bazen hayata meydan okumak gibi. (S.26)
- Otuz bir yaşındayım ve hayatımda hiç resmi kütüphanecilik eğitimi görmedim. Buradaki işleri yürütebilmek için, bu kütüphaneye uygun düşen farklı bir eğitimden geçtim. İnsanları anlama yeteneğim var ve yaptığım işi seviyorum. (S. 19)
- Kendisine de bakmıyordu. Neye baktığını bilmiyorum ama ısrarla bir şeye bakıyordu. Galiba baktığı şey onun içindeydi. Yalnızca onun görebileceği birşeydi. (S. 36)
- Elini cebime sokup içinden bir mendil bir de şeker çıkardım. İnsanlar kederli veya endişeli olduklarında her şeyin yolunda gideceğini söyleyip bir de şeker ikram ederim. Bu onlar için sürpriz olur ve kendilerini daha iyi hissederler.