- Kader var. Kader değişmez deme, kendini küçük, esmanı hor görme, demiş erenler. El-Hak; her an yeniden yaradılış var...
Vallahi ölüm var, billahi ölümden sonrası var.
Şükür ki ölüm var. - Hala en güzel hikayeleri dünyalar bir araya gelse anlamayacaklara mı anlatmaktasın? Ve sen hala sağırlar ordusuna senfoniler mi çalmaktasın? Ne seni hazmedebilen ne de senin hazmedebildiğin bir alemde için sızlıyor, biliyorum. İçine bak, imkansız bir şey olmadığını göreceksin. kapat gözlerini gitsin.
- İşte önünde dizlerimin üstündeyim. Hay!
Değil mi ki sen bir delisin.
Helal et gitsin aklını.
Aklın geride bile kalmasın. - Güneş gecenin en karanlık vaktine doğdu.
Ben sabaha uyandım.
Bundan evvelki hayatımın son günüydü, bundan sonraki hayatımın ilk. - Editörün önerisi falan değildir ama, "Puşkin üzerine hafif bir yazı" yazmaya kalkarsınız. Öyle ağır gelir ki altında kalırsınız.
- Yol arkadaşınızla hep aynı yere bakıyor olursunuz. Ya sizin işaret ettiğiniz noktaya o bakıyordur, ya sizin bakmakta olduğunuz noktayı o işaret ediyordur. Ama birden fark edersiniz ki ya siz bakmakta geç kalıyor olmaktasınız, ya o işaret etmekte çabuk. Aynı yere bakıyor olmak, her zaman, birlikte bakıyor olmak anlamına gelmemektedir. Gelmez, gidemezsiniz. Siz ona geçsiniz, o size erken.
- Aniden bir dilenci yaklaşır, nereden çıkmıştır? "Düşenin dostu Allah'tır", aynen böyle söyler. Cümlesinin derinliği şaşırtır, gözlerinin derinliği şaşırtır, gözündeki çizgiler konuşmaktadır. Verebileceği hiçbir şeyi kalmamış olanlar tebessüm etsinler, onunla yetinebilir.
Hatta en çok onunla yetinebilir. Değil mi ki düşenin dostu Allah'tır. - Güneş doğunca ateşin hükmü kalır mı?
- Sen güzelliğinin her şeyi fethettiği zamanlardasın ve ben hangi yanıma değsen o yanımdan ağrıyorum.
- Senin geldiğin yöne ben, benim geldiğim yöne sen. Hiçbirimizin kökleri kendi toprağında değil.