- Bu kurşun bulutlar ancak aşkın rüzgarıyla bir yana sıyrılabilir. İnanç trajediyi sükunetle yok ederken; aşk kasırgasıyla kırar. Çünkü aşk da din gibi, sanat gibi zaman ve mekan kaydını aşarak sonsuzu tecrübe ettirir. Zamanı yoktur, cenneti bu dünyada hissettirir. ''Araftaki aydın '' aşka bu nedenle dört elle sarılır. Kendisine kalan iç dünyaya ait bir gönül gözünü aşka çevirir. Cehenneme yuvarlanmamak için tutunmak ister narin bir kadın eline,
- Çalınır kapı. Ardına kadar açılır kapı. Girer içeri sessizce yolcu. Geçiyordur. Uğramıştır. Kalır.
- O kadar büyüktü ki aşktan geri kalan boşluk orayı ancak nefretin cüssesi doldurabilirdi. Nefret aşkla boy ölçüşebilecek yegane duyguydu ve ne kadar güzeldi. Nefret etmese Setterhan, oracıkta ölecekti ve nefreti de ancak aşk yok edebilirdi.
- ''Setterhan sen ne kaybettin geçmişinde, bunu bilmiyorum.Ama unutma. Onu hiç bulamayacaksın... Hiç bulamamaktan daha acısı var bilir misin Setterhan ? Her kapıyı çalacaksın. Her defasında buldum sanacaksın ama hiç bulamayacaksın.''
- İnsanı gam, duvarı nem, aşkı ise yorum...
- Eski doğrular terk edilen doğrulardır. Yerine koyulacak yeni doğrularımız varsa biz hainizdir. O da yoksa sadece bir hiç.
- Önce anılarımız ihanet eder bize, teker teker bırakıp giderler. Her ihanet bir terk ediştir çünkü. Üstelik kendisi olarak kalacağını ne kadar vaad ederse etsin, ne dönen aynı kalır, ne bekleyen. Öyleyse her gidiş bir ihanettir, her ihanet bir gidiş.
- Kalplerin dili olsaydı dilin ihanetine uğramadan birbirlerine daha çok şey anlatabilirlerdi.
- "Sanki, dedi, bak tam şuramda, sol yanımda, kalbimin altında bir yer eksik atıyor. Sonra bu kadarla kalmıyor, o eksiklik bütün ruhuma doluyor. "
- "Lakin oruçlu olduğunu unutup suya kanmak gibi değil, kanatları olmadığını unutup da kendini uçuruma bırakmak gibi bir unutmaktı bu."