- Biliyorum artık hiçbir gemi beni taşımaz Ve yeniden büyür içimde mağrur bir zakkum gibi terkedilmek korkusu
- diyalektik mutsuzluklar bir uzak sabah denizidir gittiğin kapı ellerinde rüzgârın taşınmaz çamurları var köpürmüş soylarımı toplarken çürüyen yanlarımdan inan batmış şehirler gibi onarılmaz anılar gözlerinde unuttuğum o eski aciz miras almaya gelsem soluğumda dalgın yosun kokusu biliyorum artık hiçbir gemi beni taşımaz ve yeniden büyür içimde mağrur bir zakkum gibi terk edilmek korkusu susarsın bir silahsızlanma akşamı susarsın dudaklarında ıslıklar kanar öpülmez dudakların ıslık yarası mavzerdir dokunmalarım kirvem bilirsin öpemem, öpersem tekmil bir aşiret tragedyası hüznünü ver bana yeter, gizli hüznünü kolları bağlı hüzün olsun dört yanım ırağına vurma beni kirvem, ağlarım, delirirsin sonra derler haklıdır sevdası geç olur ki artık onarmaz rakılar geç olur bir yaraya rakının dağılması sen denize sırtını dönen uykusuz dağlı, gemiler nerde (ki çoğu hüviyetidir melankolinin) nerde aykırı mavzerler (onlara sığdıramazsın ki öfkelerini) barut esmeri tenine sevdalarımı sürdüğüm nasıl taşıdım bunca yıl delirmiş saçlarında o eski şark yelini biliyorum dokunsam parmaklarım kırılır dokunmasam eşkıya uykusuzluğu çetin silahlar gibi.
- Bazı aşklar insanda kötü bir 'çeviri kitap' etkisi bırakır. Neyin yanlış anlaşılmış, nelerin atlanmış, gözden kaçmış olduğunu merak edersiniz. Sonunda keşke başka biri çevirseydi, dersiniz, daha güzel bir hikaye olabilirdi bu aşk.
- Ne zaman içime biraz fazla baksam, yükseklik korkum depreşir.
- Kırmızı kaypak manşetler, sağır katalogları, karnaval biletleri kendini tanımanın korkusu sürekli bir canlı yayındasınız girdabı olmayan yüreğin sireni duyulmaz elbet mekanlar lunapark, hayat çarpışan otomobiller görüntünün kumbarasında hafızanız beş kuruş alarma yakın hiçbir kırmızıya düşmemiş yolunuz Bindiğin düş atı yorulmuş oysa Üstündeki binici çoktan değişti sana sormadan Kendine uygun bir ayna bile bulamadan Kalakalırsın baktığın boşlukta Bakarsın baktığın kadarsın Bundan sonrası Geç kaldığın yerlerdeki korunma duyguna bağlı anlarsan, anlamanın anlamazsan, anlamamanın boşluğundasın İşte şimdi Kırmızı!
- "Akşamüstleri, günbatımları neden hem güzel, hem kederlidir usta? dedi tagan. "Çünkü her şeyin bir sonu olduğunu hatırlatırlar," dedi moottah.
- Bazen devamlılığımızı sağlayan şey kusurdur. Yahut kusuru göze almak.
- Birine hayatını yazdıracaktı.Bir yazara.Böylelikle"yazılmış"bir hayatı olacaktı.Ya da ona bir "hayat"yazılacaktı.
- "Bence aşkın edebiyat karşılığı denemedir.Aşk dener çünkü. Her seferinde bir kez daha dener."
- Sahteleşmekten korkardı. Ömrünü harflere vermiş biri olarak biliyordu ki yazı, eli kalem tutan herkese, içtenliğin en çabuk sahteleşen şey olduğunu öğretir.