- Her sey bitti artık Hayat böyle işte , bu kadar işte; duygu dolu düşler her zaman gerçekleşmiyor, umut diri kalmıyor , insanlar güçten düşebiliyor, çaresiz kalabiliyor, ümitlerini yitirebiliyor; şimdi kırık bile olsa bir sevinç var içinde... Kevok, böyle olmasını istemezdi, ama oldu işte...
- Kevok, kan gölünde açmış bir kırmızı gül. Baz'a aşk veren pınar, yüreğine köz düşüren, umut aşılayan, Baz'ın her şeyi, baş belası ve şimdi de onu ölüme götüren.
- Kevok, aşk gibi aydınlık, ölüm gibi karanlık, esmer kız!
- Kevok, rüzgârın belli belirsiz sesini duyar gibi oluyor. Acaba dünya kendiliğinden mi bu kadar kederli, yoksa dünyayı bu kadar kederli yapan onun kederi mi? Bu sorunun cevabını bilmiyor, bilse de bir işe yaramayacak. Üzüntülü, kederli bunu biliyor sadece, dokunsan ağlayacak.
- ''...Ve sen hep ertelerdin gelişlerini.. Bir gün ülkede herkes eşit olacak demek kadar boş bir vaat gibiydi sözlerin. Bu ülkede kimse eşit olmayacak ve sen hiç gelmeyeceksin şehrime...''
- O nasıl bir edebiyattır ki, içinde hayat yok, ruhsuz, kansız? Edebiyat nedir? Eğer edebiyat hayat ve aydınlığın türküsünü okumayacaksa edebiyatın anlamı kalır mı ki?Eğer edebiyat hayatı anlatmayacaksa anlamı var mı edebiyatın?
- Ölüm hiçbir zaman çare değil. Yokoluştur ölüm, yok olmak ne zaman çare oldu ki? Tek çare hayattır, en kötüsü, en çaresizi bile çaredir unutma.
- Ne yana baksan nefretin izi var, ne yana baksan kavruk...
- Her insan bir dil, her insan bir dünyadır.
- Düşmansız savaş olmaz, savaş düşmanı, düşman savaşı yaratır ve ikisi birden yıkımı getirir.