- ''...Diğerleri ise yeni yazıldılar, annemle babam bana ''aferin oğlum'' desinler diye.'' (son sayfalardaki ithaf bölümü gibi bişeyde)
- Ve bitti, gitti. Hiç kimseyi sevmedim ondan sonra, bir kendimi sevdim, dönmeye kalkarsa beni bıraktığından da iyi bulsun diye.. -kadınlar hep olmadık zamanlarda..!
- öyle sevdim ki, ondan sonra gelenlerde hep onu silmeye çalıştım.
- Kimseye ait olmamış insanlardık çünkü biz.
- En kabaca adıyla mutluydum ama orda ben. Onun şu anda, bir yerlerde, başka bir adamın koynunda, tenini soğutuyor olma ihtimali bile incitemiyordu beni. Hayat devam ediyorsa burası bunun için çok güzel bir başlangıç olabilirdi, terk edilen ben değil de Feridun olsaydı.
- ölmek ne bilmiyorum. merak da etmedim hiç. yani iyi kötü bir fikrim var aslında, tam olarak ayrıntısını bilmiyorum ama. tatil gibi bir şey sanıyorum onu, taşınmak gibi, kesin bir şey. onu bir daha göremeyeceğimi biliyorum yine de fakat. bu kadar ani olmasın, böyle habersizce kaçar gibi olmasına üzülüyorum sonra, bozuluyorum biraz. çağırsaydı ben de giderdim belki ?
- bangır bangır Ferdi çalıyor evde, zamanın çoğu evi gibi.
- Torunlarıma bile yetecek kadar sıkılmıştım.
- "...Semih, Galatasaray'da o zamanlar, sonra Fenerbahçe'ye geçince, kıyamamıştı babam postere de sadece Semih'in yüzünü yakmıştı sigarasının ucuyla. Daha epey durmuştu poster duvarda, kadrosundaki yanık yüzlü stoperiyle. En büyüğün Beşiktaş olduğu yıllar, biz hepimiz Galatasaraylıyız ama. İnadımız inat."
- "ne çok değişiyor dünya, sanki her sabah dünden akılda kaldığı kadarıyla yeniden kuruluyormuş gibi."