- Sonsuza dek şimdilerden oluşur .
- Hayatını bir anda çeker atarsın . . . yara bandı gibi .
- -Hiçbir şey asla hayal ettiğin gibi olmuyor .
-Evet doğru . Ama hayal etmezsen hiçbir şey de gerçekleşmez . Hayal etmek kusursuz değildir. - Bu da bu konuda çok fazla rekabet olduğu anlamına geliyordu çünkü herkes sadece kanseri değil, aynı zamanda odadaki diğer insanları da yenmek istiyordu. Yani bunun aslında mantıksız olduğunun farkındayım ama mesela beş yıl yaşamak için yüzde yirmi şansınız olduğunu söylediklerinde matematik işin içine giriyor ve bu sayının beş kişiden birine tekabül ettiğini görüyorsunuz... Bunun üzerine, herhangi bir sağlıklı insanın yapacağı gibi etrafa bakıp, bu piçlerin dördünden daha uzun yaşamam gerek, diye düşünüyorsunuz.
(syf. 13) - Ben: "Eğer genç kız olmamı istiyorsan beni Destek Grubu'na yollamazsın. Bana sahte bir kimlik alırsın ki gece kulüplerine gidip votka içip esrar koklayabileyim."
Annem: "Esrar koklanmaz bir kere."
Ben: "Gördün mü bak, bana sahte kimlik alsan böyle şeyleri bilirdim."
(syf. 15) - Tanrım, değiştiremeyeceğim şeyleri kabul etmem için sükunet, değiştirebileceklerimi değiştirebilmem için cesaret ve aradaki farkı bilmem için akıl ver.
(syf. 17) - "Öyle bir zaman gelecek ki," dedim, "hepimiz ölmüş olacağız. Hepimiz. İnsanların var olduğunu veya türümüzün herhangi bir şey yaptığını hatırlayabilecek tek bir insan evladının bile kalmadığı bir zaman gelecek. Siz beni bırakın, Aristoteles veya Kleopatra'yı bile hatırlayan kimse kalmayacak. Yaptığımız, inşa ettiğimiz, yazdığımız, düşündüğümüz ve keşfettiğimiz her şey unutulacak ve tüm bunlar, " elimle herkesi kapsayacak bir hareket yaptım, "boşa olacak. Belki o zaman yakınlardadır, belki de milyonlarca yıl uzakta ama güneşin çökmesinden sağ kurtulsak bile sonsuza kadar yaşamayacağız. Organizmalar bilinç kazanmadan önce de vakit vardı, sonra da olacak. Eğer unutulmanın kaçınılmazlığı seni endişelendiriyorsa bunu görmezden gelmeye çalışmanı öneririm. İnan bana diğer herkes böyle yapıyor."
(syf. 20) - "Ne var?"
"Yok bir şey," dedi.
"Bana niye öyle bakıyorsun?"
Augustus hafifçe tebessüm etti. "Çünkü güzelsin. Güzel insanlara bakmaktan keyif alıyorum ve bir süre önce varoluşun basit zevklerinden kendimi alıkoymayacağıma dair bir karara varmıştım."
(syf. 23) - Bu bir metafor, tamam mı? Öldürücü şeyi dudaklarının arasına kadar sokuyorsun ama ona öldürücü gücü vermiyorsun.
(syf. 27) - Ona tanının, ilk reglimden üç ay sonra konduğunu söylemedim. Şey gibiydi: Tebrikler! Kadın oldun. Şimdi öl.
(syf. 31)