Öyle bir zaman gelecek ki, dedim, hepimiz ölmüş olacağız. Hepimiz. İnsanların var olduğunu veya türümüzün herhangi bir şey yaptığını hatırlayabilecek tek bir insan evladının bile kalmadığı bir zaman gelecek. Siz beni bırakın, Aristoteles veya Kleopatra'yı bile hatırlayan kimse kalmayacak. Yaptığımız, inşa ettiğimiz, yazdığımız, düşündüğümüz ve keşfettiğimiz her şey unutulacak ve tüm bunlar, elimle herkesi kapsayacak bir hareket yaptım, boşa olacak. Belki o zaman yakınlardadır, belki de milyonlarca yıl uzakta ama güneşin çökmesinden sağ kurtulsak bile sonsuza kadar yaşamayacağız. Organizmalar bilinç kazanmadan önce de vakit vardı, sonra da olacak. Eğer unutulmanın kaçınılmazlığı seni endişelendiriyorsa bunu görmezden gelmeye çalışmanı öneririm. İnan bana diğer herkes böyle yapıyor.
(syf. 20)
Diğer John Green Sözleri ve Alıntıları
- O okurken uykuya dalar gibi aşık oldum: Önce yavaş yavaş sonra bir anda.
- "Acı hissedilmeyi talep eder."
- "Peki," dedi sonsuzluk kadar uzun gelen bir süre sonra. "Belki peki bizim sonsuza dek'imiz olur."
"Peki," dedim. - "Ah Hazel Grace, hiç sorun değil. Kalbimin senin tarafından kırılması bir onur olurdu."
- Sonunda şafak döner güne
Altın olan kalmaz baki! - Seni seviyorum ve sevginin boşluğa atılan bir çığlık olduğunu ve unutulmanın kaçınılmazlığını, herkesin ölüme mahkum olduğunu ve tüm çabamızın toza dönüşeceği bir günün geleceğini biliyorum ve güneşin elimizdeki tek dünyayı yutacağını da biliyorum ve seni seviyorum...
- Su gelgitle yükselirken Hollandalı Lale Adam okyanusa baktı."Birleştirici,tersleyici,zehirleyici,gizleyici,tecelli edici.Bak nasıl da yükselip alçalıyor,her şeyi beraberinde götürüyor."
"Ne o?" diye sordum.
"Su,"dedi Hollandalı."Tabii bir de vakit." - "Ama şunu söyleyeyim: Geleceğin bilim insanları kapıma dayanıp icat ettikleri robot gözleri denememi istediklerinde onlara defolup gitmelerini söyleyeceğim çünkü,onsuz bir dünya görmek istemiyorum."
- "Kendin olmakla o kadar meşgulsün ki ne kadar emsalsiz olduğuna dair hiçbir fikrin yok."
- "Beni tanımıyorsun bile," dedim. Konsolda duran kitabı aldım. "Bunu bitirdiğimde seni arasam olmaz mı?"
"Ama cep telefonu numaram sende yok." dedi.
"Kitabın içinde yazdığından şüpheleniyorum." O şapşal gülümsemesi yüzüne yayılıverdi.
"Birde birbirimizi tanımıyoruz diyorsun."