- Daktilonun başına otururdum ve Arturo Bandini için İçim parçalanırdi. Bazen bir fikir zararsızca odada uçuverirdi. Minik, beyaz bir kuş gibi. Kötü değildi niyeti. Tek isteği bana yardımcı olmaktı zavallı kuşun. Ama onu daktilonun tuşları ile örseler, canına okurdum ve ellerimde ölürdü.
- Dünyada beni seven bir şey olsaydı, tek bir şey, bir böcek, bir fare hatta, ama o da mazide kalmıştı, ona sunabileceğim en iyi şeyin portakal kabuğu olduğunu anlayınca Pedro (fare) bile terketmişti beni.
- Zihnim eşsiz zerafetinin sonsuz yalnızlığında gezinirken yalnız bırak beni; bir süre için açık gözlerle seni düşleyip açlığını çekmek istiyorum.
- Şöyle derdi Svevo; Tanrı her yerde ise Pazar günleri kiliseye gitmek niye? Majestik Bilardo Salonu'nun nesi var? Tanrı orada da değil mi?
- Hepimiz kısa bir süre için vardık, sonra başka bir yere gidecektik; hayatta değildik aslında, hayatta olmaya çok yaklaşıyor ama olamıyorduk.
- Kaldırımda hırslı bir şekilde yürüyordum, bana son derece garip görünen insanların yanından geçerek, hayaletlerin; dünya bir hayal gibiydi, şeffaf bir düzlemdi ve üstündeki herkes çok kısa bir süre için oradaydılar, hepimiz...
- Önce ateş et, kimi öldürdüğüne sonra bakarsın.
- Sakin geceler ve yüksek okaliptüs ağaçlarıydi o, çöl yıldızlarıydi, kara parçasıydı, göktü, dışardaki sisti, oysa ben...
- "Ah, Camilla, yitik kız!" dedim. "Uzun parmaklarını aç ve yorgun ruhumu geri ver. Ağzınla öp beni çünkü açım Meksika ekmeğine. Burun deliklerime yitik kentlerin kokusunu üfle ve ellerim unutulmuş güney sahillerini andıran beyaz gerdanında ölmeme izin ver. Şu uykusuz gözlerimdeki özlemi al ve bir güz tarlasında uçuşan kırlangıçları besle onunla çünkü seni seviyorum, Camilla, ve adın dönmeyen sevgilisi için son nefesini verirken gülümseyen cesur prensesin adı kadar kutsal."
- Camilla, ben yetmiş sekiz sentlik viski sarhoşu, sense viski ve elem!