- Lanet olsun, elimde olsa onu baloncuklu naylonla kaplardım ama bu hem çok acayip kaçardı hem de bir işe yaramazdı. Çünkü baloncuklu naylonları patlatmaya bir başladım mı bir daha duramıyordum.
- "Söyle." "Neyi söyleyeyim..?" "Bana daha önce söylediğin şeyi..." Kalbim ağzıma geldi. Ona birçok şey söylemiştim ama neyi duymak istediğini biliyordum. "Seni seviyorum." "Duymak istediğim tek şey bu." "Bu iki sözcük mü..?" "Daima bu iki sözcük..."
- "Bazı şeylerin bilinmeyen olarak kalması en iyisidir, biliyor musun..? İnsanlar cevap ararlar ve buldukları cevaplar her zaman hoşlarına gitmez. Bazen gerçekler, yalanlardan daha kötüdür..."
- Daniels?ların evi Noel süslemelerinden oluşan bir kusmuğa benziyordu.
- Ama seçeneklerden biri şu anda ölmekti, diğeriyse muhtemelen daha sonra ölmekti.
- Her şey kısa sürede kötüden berbata dönüşmüştü.
- Bakışlarımı Luc'a çevirdim. "Bizi kandırıyorsan şey üstüne yemin ederim seni..." "Beni öldüreceğine falan tanrı, isa ve kutsal ruh üzerine yemin edersin, Anladım. Adamakıllı korkmuş gibi gözükmüyor olabilirim ama öyleyim."
- "Serenanın yanına yaklaşmasına hayatta izin vermem. Ne yalan söyleyeyim, evcil bir hamam böceğim olsa lotho'nun ona bile yaklaşmasına izin vermem."
- Eğer böyle öleceksem, sonum böyle gelecekse bile hiç değilse son gördüğüm şey o olacaktı, başka bir şey değil.
- "Biz senin arkadaşınız. Arkadaşlık kanunları gereği bize söylemek istemediğin şeyleri bize söylemen gerek."