- ''Neden bu kadar dangalaksın?'' ''Herkes bir konuda uzmanlaşmalı, değil mi?'' ''Şey, harika bir iş çıkarıyorsun.''
- Oldum olası kendimi kitapların arasında kaybederdim. Kitaplar her zaman memnuniyetle balıklama atladığım, bir kaçış yolu olmuştu.
- Daemon taş gibiydi ama aynı zamanda tam dayaklıktı ve bu, bazen taş gibi olduğu gerçeğini bile gölgede bırakıyordu. Ama her zaman değil.
- "Üçlü seks yapalım demiyorum ki. Gizlice kafeteryaya gidelim,yiyecek, içecek bir şeyler alalım, sonra da film izleyelim, diyorum." Kafamı yastıktan kaldırdım. " Kahretsin, üçlü önermiyor musun? Hayatım bitti."
- "Pekala. Eğer kabul edersen, görevimiz bir çanta dolusu kutu içecekle geri dönmek. Bu görevi kabul ediyor musun?" Ağzım kulaklarımda Caleb'e baktım. "Bilmem. Tehlikeliymiş. Karanlıklarda gezinen, kutsal meşrubat sandığına erişmemizi engelleyecek Muhafızlar ve Avcılar olacaktır. Bunu yapabilir miyiz Caleb?" Bileğinden bir saç bağı çekti ve omuz hizasındaki saçlarını ensesinden toplayıp atkuyruğu yaptı. "Cesur, güçlü, kurnaz ve atik olmalıyız." Dramatik bir tavırla durakladı. "Bu görevde başarısızlığa uğramayacağız."
- Hades'in yüzüne bir sırıtış yerleşti. ''Onu istiyorum.'' Aiden'ın yüzünden şaşkınlık akıyordu. ''Beni mi istiyorsun?'' İşin sonunun nereye varacağını bilemiyordum ama hiç hoşuma gitmemişti. ''O, o tarafa meyilli değil,'' diye yorumda bulundu Apollo. Boncuk mavi gözleri neşeyle kıpır kıpırdı. ''Senin de öyle olduğunu bilmiyordum.'' Birisi, sanırım Seth'ti, kahkahasını güçlükle zaptetti. (s. 183)
- Neye evet dediğimi kim bilebilirdi? O noktada her şeye evet diyebilirdim. Çıplakken birkaç iblise karate darbesi indirmek mi? Elbette. Zevk içi trigonometri formülü ezberlemek mi? Lafı mı olur? Aiden beni öptüğü, bana agapi mou dediği, bana dokunduğu sürece her şeye razıydım. (s. 174)
- Gerçeklerle sırların böyle bir özelliği vardı işte. Bazen gerçeğin bilinmesine gerek yoktu. Yalan, gerçekten daha sağlıklıydı. Kimi sırlar insanı özgür bırakırdı, bazılarıysa yok ederdi. (s. 474)
- "Oldum olası kendimi kitapların arasında kaybederdim. Kitaplar her zaman memnuniyetle balıklama atladığım, bir kaçış yolu olmuştu."
- Bridget ona âşıktı. Bunu daha iyi ya da daha kötü bir anda fark etmiş olamazdı. Bir yandan kalbi kabarıyor, diğer yandan beyni onu seveceği saçmalığını yok etmek için yolla arıyordu. Chad'e âşık olmak kalbi için çok tehlikeliydi ama elinde değildi. Kalbi artık kendisine ait değildi.