- " İnsanı hep hafiflettiği söylenir ama bence sevinmek ve neşelenmek de yorucu bir şey Ziya Bey; bir nebze hafiflik hissediliyorsa bu ilk ağızda hissediliyor sadece. Üstelik, biliyorsunuz, neşe gelip insanın içine yerleşince onun saçtığı parıltılar aklın gözünü kör ediyor. Benimkini de kör etmişti işte, o günlerde hiçbir şey düşünmeden, adeta doygunluk hissinden ibaretmişim gibi öylece oturup duruyordum balkonda." (Syf. 42)
- " Ölülerin arkasından konuşulmaz biliyorsun, çünkü bir ölünün sessizliği, yeryüzünde yapılan konuşmaların topundan daha fazla ve daha derin bir şeydir. Ayrıca, ölüden hüküm kalkar,malum. Bu sebeple, rahat bırakalım adamları; onlar günahlarıyla, sevaplarıyla toprağın altındalar şimdi..." (Syf. 78)
- "uykusu delinmiştir diye lafa karıştı babası da; biliyorsunuz, uyku yekpare bir şey değildir. karmaşık safhaları, inişleri çıkışları, iç içe geçmiş dönemeçleri, dehlizleri, kuytuları ve çeşitli basamakları vardır onun. kimi zaman dünyanın dışına taşacak kadar kalınlaşır mesela, kimi zaman da tutar, tıpkı bir tülbent gibi incelir. inceldiğinde, çeşitli sebeplerle delindiği de olur uykunun. ne bileyim, bazen zihnimizdeki sivri uçlu bir hatıra deler onu; bazen henüz hazmedemediğimiz bir sözün acısı, bazen kolu bacağı aklımızın dışında kalan bir düşünce yahut bir duygu, bazen de etrafımızda olup biten, bizim fark edemediğimiz meçhul bir şey deler. işte o vakit delinen yerden içerisi görünmez ama dışarısı görünür. hakikat oradan gerçekte olduğu gibi görünmez tabii; uykunun sisi yüzünden, kendisinin biraz berisinde yahut gerisinde görünür." (Syf. 82-83)
- " Bilirsin zihnimizde karanlık bir ezber odası vardır ve şartlar oluştuğunda orada uyuyan ezberler dilimizden yahut hareketlerimizden dökülür de biz hiç hissetmeyiz onların böyle dökülüverdiğini..." (Syf.113)
- "...kulağınıza küpe olsun, kuralsızlığı örtmek için kurallardan daha kalın bir örtü bulamazsınız, hayatınız boyunca işte şimdi yaptığınız gibi yapacaksınız, yoksa toplum denen çok kıçlı ve çok başlı gardiyan canınızı fena yakar,...." (Syf. 161)
- "Gerçek fazlasıyla hissedildiğinde insana her vakit gerçek değilmiş gibi gelir" (Syf. 237)
- " Ayrıca, dünya dediğimiz şey bile hepi topu birkaç evlek yerdir, bakma sen öyle büyük göründüğüne. Katedemediğmiz o yüzlerce, binlerce kilometrelik mesafeler işte bu birkaç evleğin içindedir." (Syf. 276)
- " Numan iyidir hoştur, köyümüzün de acar gençlerinden biridir ama işte yıllardır Nefise'den vazgeçemedi bir türlü. Daha doğrusu, içindeki canavarla hesaplaşamadı. Hesaplaşmaktan kastım onu öldürmek değil tabii, yanlış anlaşılmasın, öyle yamasını katiyen istemem. Çünkü insan, içindeki canavarı öldürürse çöle dönüşür. Numan , derinliklerinde yaşayan canavarın kulağına eğilerek, insanız yahu, kaybetmeye de ihtiyacımız var arkadaş, oturalım oturduğumuz yerde diyebilirdi mesela; ne var ki bunu yapamadı. Biçare çocuk, onun soluğunu kendi soluğu sanıyor şimdi...." ( Syf. 279)
- Beni en çok suçtan arınmışlığım tedirgin ediyor. (sayfa 7)
- ...bu ilişki bahçıvanını eğiten vahşi bir bahçe gibi kendiliğinden gelişmeli... (sayfa 22)