- Diyorlar ki, insanlara özel olarak bilimleri anlama yetisi aşılandı ki, bunların yardımıyla doğanın kendisinden esirgediğini zekasıyla telafi edebilsin. Sanki bu düşüncelerinde bir gerçeklik payı varmış, yani tatarcıkların, otların, çiçeklerin bile başında gözlerini hiç kırpmadan nöbet tutan doğa, bir tek insan söz konusu olduğunda uykuya dalmış...
- Bilgelerin iki dili vardır, biriyle hakikati söylerler, diğeriyle durum neyi gerektiriyorsa onu. Siyahı beyaza çevirmek bilgelerin işidir, tek bir solukta hem sıcak hem soğuk üflemek de, yüreğinde başka şey saklarken sözüne başka şey yansıtmak da.
- Roma'nın efsanevi kahramanı Aeneas, Roma'yı kurma görevini gerçekleştirmeden önce, sürgün yolculuğu sırasında Yeraltı dünyasına inmek ve orada babasıyla konuşup ondan aldığı bilgiler doğrultusunda yolculuğuna devam etmek ister. Yeraltına inmeden önce Sibylla'ya danışır, ama Sibylla bunun çok zor bir iş olduğunu, yeraltına inen birinin yeryüzüne yeniden geri dönmesinin mümkün olmadığını belirtir.
- ...Pergelle üçgen çizdi diye kendini Eukleides sanıyor.
- "Eşekdikeni kendine benzer dudağa yaraşır." M. Crassus'a ait bir deyiş. Crassus devedikeni çiğneyen bir eşek gördüğünde, eşeğin dudağıyla eşekdikenini (devedikeni) özleştirerek böyle söylemiştir. Benzerler benzerlerini bulur, deyişiyle aynı anlama gelir. Türkçeye "Tencere yuvarlanmış kapağını bulmuş," şeklinde çevrilebilir.
- Başkalarının işlerine zaman ayırıp telaşla koşturanlar da yok değil, kendilerininkini savsaklama pahasına.
- Keçi kılı gibi önemsiz konularda bile öylesine inatla kavgaya tutuşurlar ki, tartışma hararetlendikçe de her zaman gerçeği gözden kaçırırlar. Ama kendilerini beğenmişlikleri onları çok mutlu eder; herhangi bir konuda üç beş kıyas öğrenmeye görsünler, anında karşılarındakiyle muharebeye girişiverirler. Stentor bile çıksa karşılarına, inatçılıkları sayesinde galibiyet yine onların olur.
- Yunanca anathematanın ilk anlamı, bir tanrıya adak olarak sunulan armağandır. İÖ 3. yüzyıla tarihlenen ve İbrani kutsal metinlerinin Yunancası Septuaginta'da, İbranca 1. adamak, vakfetmek, 2. imha etmek (özellikle putperest ulusları) anlamlarına gelen haram fiilinden türemiş herem sözcüğüne karşılık olarak kullanılmaya başladığından beri, anathemata ikinci bir anlam kazanmıştır. Kelimenin içindeki imha etmek, Tanrı'ya sunulan bir şeyin bedeli ödenip geri alınamayacağı düşüncesinden kaynaklanır.
- Khimaira: Yunan mitolojisinde arslan başlı, yılan kuyruklu, keçi gövdeli, ateşler soluyan canavar. Ruhtaki değişken tutkuları simgeler. Bellorophon, bilgelik tanrıçası Athena'nın yardımıyla, kanatlı at Pegasus'a binip bu canavarı yakalamış ve öldürmüştür.
- Noctua volat: Baykuş uçar. Baykuş, bilgelik tanrıçası Minerva'nın kutsal kuşudur.