- Bu dünyadan insanlar göçüp gider ama yaptıkları iyi şeyler kalır.
- Savaş! Savaş! Lanetler olsun sana!
- Yeri gelmişken, benim anladığım gerçek mutluluğun da bir rastlantı sonucu olmadığını, yaz yağmuru gibi birden bire başımıza düşmediğini söylemeliyim. Gerçek mutluluk, yavaş yavaş, azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla, çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk ufak tefek şeylerin birbirini tamamlamasından doğuyor.
- İşin en korkunç yanı çocukların niçin aç kaldıklarını, niçin yiyecek bulamadıklarını anlayamaması. Yetişkinler hiç olmasa açlığın sebebini biliyor ve bir gün bunun son bulacağını düşünerek avunuyorlar, ama çocuklar bilmiyor ve anlamıyor.
- İnsanın eli ayağı tutuyorsa, sağlığı yerindeyse, çalışmaktan daha iyi ne vardır onun için?
- Öyle insanlar vardır ki , çalıştıkları zaman onlara bakmaya doyamazsın.
- İnsanın kendine gelmesi, işe sarılması için çok az şeye ihtiyaç duyması şaşırtıcı değil mi? Bazen iyi bir söz işitmesi yetiyor.
- Bir insanın kaderi, dağdaki patika gibidir; bazan çıkar, bazen iner, bazen de dibi görünmeyen bir uçurumun başına gelir durur.
- Her insan bir denizdir, derin yeri de vardır, sığ yeri de...
- İyilik, yola düşen, yoldan toplanan bir şey değildir. Tesadüfen ele geçen bir şey değildir. İnsan iyiliği ancak başka bir insandan öğrenir.