- Herkesin aynı yalana inanıyor olması, onu hakikat yapmaz.
- ''Ama biz acıyla yaşamaya alışmışız, değil mi? Bir yanımız ağlarken,bir yanımız güler... Tabi ne kadar güler, orası belli değil. Çünkü ateş düştüğü yeri yakıyor.''
- Kaybedilmiş bir davanın, umutsuz bir neferi gibiydi.
- Şimdi farkına varıyorum ki, benim için bir tek vatan varmış, o da sensin... Seni kaybettiğim anda vatanımı da yitirmeye başlamışım. Evet, ağır ağır ödüyorum...
- ''Bu topraklarda bir lanet var Şehsuvar. Sanki suyla değil, kanla beslemişiz tarlaları, sanki güneş değil, vahşi bir ışıkmış günümüzü aydınlatan, bizi emziren annelerimiz memelerinden sanki sanki süt değil, öfke akmış... Başka türlü bir neden bulamıyorum bu katliamlara, bu vicdansızlıklara, bu gaddarlığa... O millet, bu millet de değil benim derdim. Hepimiz Osmanlı'ydık işte, al birimizi vur ötekine... Ama adım gibi eminim, bu topraklarda bir kötülük var, her geçen gün biraz daha büyüyün, mani olunamaz bir kötülük...''
- Evet, ruhun yarası hiçbir zaman tam olarak kapanmıyor. Beden daha çabuk onarıyor kendini . Kalbin attığı sürece vücut iyileşebilir. Oysa ruhun bir kez darbe aldı mı , o yara dikiş tutmuyor.Sonuna kadar kendi kendine kanamayı sürdürüyor. Ama öte yandan, hayat da devam ediyor. Ben yeniden başlayamam sanırdım. Başka bir kadın olmaz, başka birini sevemem sanırdım. Oluyormuş ...
- "Ölülerden kimseye zarar gelmez Başkomiserim. Kötülük canlılardan gelir, yoldan çıkmış kullardan."
- Bazı insanlar karanlık bir kuyu gibidir, yanında yıllar geçirseniz bile tanıyamazsınız, bazı insanlar ise açık kitap gibidir, daha ilk gördüğünüz anda anlarsınız. Onlar kendilerini gizlemeye gerek duymazlar.
- Bence ilişki kendi doğallığı içinde gelişir. Biriyle bir ilişki başlatma kararı almak, hem de bunu iki kişinin alması... Nasıl söyleyeyim, işin tadını kaçırıyor.
- Cihangir'e dönünce ben evime girdim, Stefan da caz bara trompet çalmaya gitti. Gitti ama sanki yanımdaymış gibi mutluydum. Odam, yatağım, içim dışım onula doluydu. Banyo yapıp yatağıma uzandım ama uyumak ne mümkün. Birlikte geçirdiğimiz anları zihnim kendi kendine tekrar edip duruyordu. Baktım uyku tutmuyor, yataktan kalktım. Bir süre odanın içinde amaçsızca dolaştım. Pencereden dışarı baktım. Stefan şimdi sokaktan geçse, onu görsem diye geçirdim içimden.