- Bu memlekette kıyıcı adama duyulan hayranlığı anlayabilmiş değilim. Zaten onlar hakkında anlatılanların nerdeyse hepsi palavraydı. Zenginden alıp yoksula dağıtmalar, cesaret gösterileri, büyük kahramanlıklar filan, çoğu yalandı. Zorla gasp ettiklerinin birazını dağıtsalar ne olur, dağıtmasalar ne olurdu?
- Hayat, yaşadıklarımızdan çok hayal ettiklerimiz değil mi zaten.
- ...sana inanıyorum. İnanmak kefil olmak demektir. Yani sana kefil oluyorum.
- ...sana inanıyorum. İnanmak kefil olmak demektir. Yani sana kefil oluyorum.
- Başka bir insanın bedenine bakarak nasıl büyük bir mutluluk duyulabilir ki? Zaten bütün yaşamınızı bir tek insana bağlamanızı, o size güldüğünde mutlu olmanızı, sizi görmezden geldiğinde kahrolmanızı da anlayabilmiş değilim. Yaşam o kadar zengin, o kadar güzel, o kadar fazla ilgi alanıyla dolu ki, bir insanın mutluluğunu bir başka insanın davranışlarıyla sınırlaması bana çok saçma geliyor...
- Hep en son görüşmemizdeki an geliyordu gözlerimin önüne .'Yaşlanmışsın,' deyişini hatırlıyordum... Ama annem yanılıyordu, o zaman değil asıl şimdi yaşlanmıştım, onu kaybedince, onun tükenmiş, incecik bedenini şu toprağın altına gömünce. Evet, o zaman yaşlanmıştım işte. Çünkü anneler ölmeden çocuklar büyümezdi.
- "En mühim mücadele, fikirle yapılandır. Şiddet eninde sonunda onu uygulayana dönen bir bumerangdır."
- Çünkü yaşadıklarım bana öğretti ki, bu ülkenin asıl meselesi, hep boyun eğmesi, hayır diyememesi, suskunluğu erdem zannetmesi. Üstelik öyle kolayca vazgeçilecek alışkanlıklar değil bunlar. Etimize, kemiğimize işlemiş, tenimize sinmiş, binlerce yılın lanetli mirası...
- "Evet, bu memlekette kadınların eti de, canı da sudan ucuz. Bu memlekette kadınlar, erkeklere kurban diye sunulmuş, hem zevklensinler hem işlerini gördürsünler hem de öldürsünler diye..."
- ,,Nasıl da öfkeyle bakıyordu yardımcım onlara.Neden?Neden olacak,bu bahtsızları kendisine benzettiği için.Daha doğrusu bu kaybetmiş topluluk,ona kendisini hatırlattığı için.Kimsesizliğini,terk edilmişliğini,bir çocuk yuvasında büyümüşlüğünü...O yüzden nefret ediyordu,hiç tanımadığı bu insanlardan.''