- Ne yamansınız dökme kalıplarınızla; bir şeyi onlara uydurmadan rahat edemezsiniz.
- Kim bilir, iç sıkıntısı olmasa belki insanlar işe gitmeyi unuturlardı. "iş avutur" derdi babası.
- Rahatsınız. Hem ne kolay rahatlıyorsunuz. İçinizde boşluklar yok. Neden ben de sizin gibi olamıyorum?
- Kulakları kapı ötesinin tıkırtılarına açık, yalnız kanının damarlarındaki koşusunu duyardı.
- Dünyada hepimiz sallantılı, korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz. Tutunacak bir şey olmadı mı insan yuvarlanır.