- İnsanları yalan soylerken dinlemeyi severim.Olmak istedikleri ,olamadıkları kişiyi anlatırlar.
- Plajda uzanmış konusuyorduk.Ona en sevdiği ressamı sordum. -Van Gogh, dedi. -Neden? -Kulağını kesebilmis;sol kulağını.Bunu yapan ilk adam o. Sustu.Az sonra değişik bir sesle, -Ama o bile eksik bir adamdi.Timarhanedeyken yaptigi kendi portresinde insanlara yüzünün kulaksız yönünü gösteremedi.Tam adam yok!
- Gercek olan içimdeki boşluk mu? Değil! Bir şey var ,ama eksile eksile var.
- Huzurunu yasadigi gunde bulamayan insana huzur yoktu.
- Dünyada hepimiz sallantılı,korkuluksuz bir köprüde yürür gibiyiz.Tutunacak birsey olmadı mı insan yuvarlanır. Tramvaylardaki tutamaklar gibi. Uzanır tutunurlar. Kimi zenginligine tutunur, kimi müdürlüğüne, kimi işine, sanatına. Çocuklarına tutunanlar vardır. Herkes kendi tutamağının en iyi, en yüksek olduguna inanir.
- Huzuru yaşadığı günde bulamayan insana kurtulus yoktu.
- Bir sanatçının en güzel eseri hiç bitmeyecek olanı değil mi?
- "Bende gördüğün her şey babamla başlar. (...) Çocukluğumda ona benzememek kolaydı. "Bıyık bırakmıyacam", "Komisyoncu olmıyacam" demek. Çıplak bacaklı kadın düşleri başladığı zamanki umutsuzluğum! Hiç kimse erkek yaratılmanın azabını benim kadar çekmemiştir."
- Yüzüne baktıkça ona sarılmaktan çekiniyordu. İçini böyle çırılçıplak açan birinin, artık bunları gören insanı sevemeyeceğini sanıyordu. "Beni bırakırsa, bunları anlattığı için bırakacak," diye düşündü.
- ''Sevgi dedikleri bu iç karışıklığı, bu özlem mi yoksa?'' (56)