- Tabiat, o eşsiz ana, altın ve gümüşü yararsız, boş nesneler olarak çok derinlere gömmüş; oysa havayı, suyu, toprağı, iyi ve gerçekten yararlı olan her şeyi gözler önüne sermiştir.
- Utopialılar aklı başında insanların, yıldızlar ve güneş dururken, bir incinin ya da bir elmasın cılız pırıltısından zevk almalarına hayret ederler. Bir koyunun sırtında taşıdığı yünün en incesinden yapılmış giysiler giyiyor diye bir insanın daha soylu, daha değerli olacağını sanması deliliktir onlar için. Kendiliğinden hiç de yararlı olmayan altına neden bu kadar değer verildiğini, insanın dilerdiği gibi kullandığı bir nesnenin nasıl insandan daha üstün sayılabileceğini anlamıyorlardı. Bir de şuna şaşıyorlardı: Nasıl oluyor da bir eşek kadar bile kafası işlemeyen vicdansız, ahlaksız, budala zenginin biri, sadece birkaç torba altını var diye, akıllı dürüst bir sürü insanı buyruğu altında köle gibi kullanabiliyordu. Talih değişebilirdi ve yasa ince birtakım oyunlarla bu adamın elinden altınlarını alıp uşaklarının en aşalığına verebilirdi. Demek o zaman bu zengin hiç sıkılmadan eski uşağının ve eski parasının hizmetinde çalışacaktı. Utopialıların hiç anlamadıkları ve tiksindikleri bir başka delilik de şuydu: İnsanlar hiç alışverişleri olmayan bir zengine, salt zengindir diye bir tanrıymış gibi saygı gösteriyorlardı. Oysa bu bencil para babalarının, ne türlü cimri olduklarını ve onların bütün hazinelerinden metelik koparamayacaklarını çok iyi biliyorlardı.
- Onlar da şunu sormaktadırlar ken kendilerine: Acaba iyi dediğimiz şey hem ruhun, hem bedeninisteklerini mi karşılar, yoksa yalnız ruhun isteklerini mi? Onlar da erdem ve zevk üstüne tartışırlar. Ama asıl tartıştıkları sorun, insan mutluluğunun bir tek ya da birçok koşulunu aramaktır.
- Dinsel ilkelerinin özeti şudur: "İnsan ruhu ölümsüzdür: İyiliğimizi isteyen Tanrı insanı mutlu olsun diye yaratmıştır. Ölümden sonra iyilik de, kötülük de karşılığını gereğince görür."
- Doğa herkese aynı bedeni, aynı sıcaklığı vermiş, aynı sevgiyle kucaklamış hepsini.
- Buna karşılık, başkasının rahatı için kendi zevklerimizden birazını olsun feda etmek soylu bir insan yüreğinin belirtisi sayılır ve böyle davranan insan zaten feda ettiği zevkten çok daha fazlasını bulur. Hem ettiği iyiliğin er geç karşılığını görür, hem de iyilik ettiği insanın minnet duyguları, feda ettiği zevkten daha tatlı gelir ona.
- İki çeşit adalet vardır yeryüzünde: Biri yaya giden, yerlerde sürünen, sağa sola sapmasın diye birçok bağlarla sıkı sıkı bağlanan yoksul halka uygun zavallı bir adalet; öteki de canının istediğini yapanlara, yasalarla sınırlanmayanlara, yüksek mevkide olanlara uygun, pek şahane bir adalet.
- 'Kendim zengin olmaktansa, zenginlere baş olmak isterim. Bir halkın acıları, iniltileri ortasında keyif sürmek krallık değil, zindan bekçiliği etmektir. Hastasını iyi etmek için ona daha ağır hastalıklar aşılayan bir hekim bilgisizin, budalanın biri değil de nedir? Ey sizler ki insanları ancak hayatlarını zehir ederek yönetmesini biliyorsunuz, sizler özgür insanlara baş olmaya yeterli değilsiniz, saklamayın bunu! Ya da bilgisiz kalmaktan, kendinizi beğenmişlikten, tembellikten vazgeçin! Halk bu yüzden sevmiyor, saymıyor devleti. Kendi yurdunuz içinde doğrulukla yaşayın ve yaşatın; devletin giderlerini gelirleriyle denkleştirin; kötülük kaynaklarını kurutun; saçma ve barbarca bir düzenin öldürmeye ve ölmeye sürüklediği mutsuzlara karşı işkenceler arayacak yerde, kötülüğü daha tohumdayken önleyecek, yok edecek insanca kurumlar yaratın! Unutulmuş, küflü, paslı yasaları diriltip halkın ayağına çelme takmayın. Bir kusur için alacağınız para cezası hiçbir zaman yargıcın haksız ve ayıp sayacağı kadar ağır olmasın.
- 'Kendim zengin olmaktansa, zenginlere baş olmak isterim. Bir halkın acıları, iniltileri ortasında keyif sürmek krallık değil, zindan bekçiliği etmektir. Hastasını iyi etmek için ona daha ağır hastalıklar aşılayan bir hekim bilgisizin, budalanın biri değil de nedir? Ey sizler ki insanları ancak hayatlarını zehir ederek yönetmesini biliyorsunuz, sizler özgür insanlara baş olmaya yeterli değilsiniz, saklamayın bunu! Ya da bilgisiz kalmaktan, kendinizi beğenmişlikten, tembellikten vazgeçin! Halk bu yüzden sevmiyor, saymıyor devleti. Kendi yurdunuz içinde doğrulukla yaşayın ve yaşatın; devletin giderlerini gelirleriyle denkleştirin; kötülük kaynaklarını kurutun; saçma ve barbarca bir düzenin öldürmeye ve ölmeye sürüklediği mutsuzlara karşı işkenceler arayacak yerde, kötülüğü daha tohumdayken önleyecek, yok edecek insanca kurumlar yaratın! Unutulmuş, küflü, paslı yasaları diriltip halkın ayağına çelme takmayın. Bir kusur için alacağınız para cezası hiçbir zaman yargıcın haksız ve ayıp sayacağı kadar ağır olmasın.
- 'Kendim zengin olmaktansa, zenginlere baş olmak isterim. Bir halkın acıları, iniltileri ortasında keyif sürmek krallık değil, zindan bekçiliği etmektir.' Hastasını iyi etmek için ona daha ağır hastalıklar aşılayan bir hekim bilgisizin, budalanın biri değil de nedir? Ey sizler ki insanları ancak hayatlarını zehir ederek yönetmesini biliyorsunuz, sizler özgür insanlara baş olmaya yeterli değilsiniz, saklamayın bunu! Ya da bilgisiz kalmaktan, kendinizi beğenmişlikten, tembellikten vazgeçin! Halk bu yüzden sevmiyor, saymıyor devleti. Kendi yurdunuz içinde doğrulukla yaşayın ve yaşatın; devletin giderlerini gelirleriyle denkleştirin; kötülük kaynaklarını kurutun; saçma ve barbarca bir düzenin öldürmeye ve ölmeye sürüklediği mutsuzlara karşı işkenceler arayacak yerde, kötülüğü daha tohumdayken önleyecek, yok edecek insanca kurumlar yaratın! Unutulmuş, küflü, paslı yasaları diriltip halkın ayağına çelme takmayın. Bir kusur için alacağınız para cezası hiçbir zaman yargıcın haksız ve ayıp sayacağı kadar ağır olmasın.