- Geceleri uyumadığını, bu dünyayı uykuda terk etmek istemediğini düşündüm.
- Doğanın, yaşamın, düşlerin, duyguların bana sunabildiğinden daha çoğunu yaşamam, daha çoğunu algılamam gerek. Her nesneyi, her canlıyı, herhangi bir insanı, anlık bir görüntüyü yaşantıya dönüştürmeliyim. Yaşamı büyütmek, kendimce geliştirmek, derinleştirmek, genişletmek, rüzgarlarla estirmek, yağmurlarla yağdırmalıyım. Ta ki kendimi canlı ya da cansız, doğmuş ya da doğmamış tek bir nokta olarak görene dek.
- Sürekli gitmek istemek de, bir yerde, hiçbir yerde olmak istemek değil mi?
- Doğanın, dağların, güneşin, bulutların mevsimlerle büründüğü griliklerin zaman zaman insanı okşayan rüzgarların düşmanı olmalı kenti oluşturanlar. Doğayı taşa dönüştürmüşler. İnsanı, yalnız eliyle biçimlendirilenin içine kilitlemişler.
- Birdenbire çok yorulduğumu, taşıyamayacağım kadar yaşantı üstlendiğimi ölürcesine algıladım. Kitapsız, sanatçısız, tartışmasız bir yaşamın özlemi sardı benliğimi.
- Bugünden sonra acıyı mutluluk olarak tanımlayacağım.
- O bana anlayışla bakarken ben onun (annemin) dünyasına ne kadar yabancı olduğunu düşündüm.
- Tanımadığın sürece her acı dayanılabilir.
- Tartışmaları biliyorum. Duyguları. Korkuları. Sözcükleri. Her dili anlıyorum. Anlıyor ama kavrayamıyorum.
- Çünkü, herkesi, her yerde bulmak mümkün.