- "Tanrı'nın ilkel kulları gülmeyi, yani duygularını sevinçle ve özgürce dışa vurmayı bilmezler."
- "Eğer sakalımın tek teli kafamdan geçenleri bilseydi, onu çeker koparırdım," demişti bir zamanlar bu dahi insan.
- Ne yazık ki insanlık tarihinin de gösterdiği gibi, sağlanabilen birlik ve barış ortamları son haddine ulaşan tehlike ânında ortaya çıkıyorlar.
- Händel onların yüzüne dostça baktı. Kendisine sıcak ilgi göstermiş olan bu kenti çok sevmişti ve bu nedenle kendisinden istenileni bütün kalbiyle yerine getirirdi. Seve seve, diye gülümsedi. Siz bana bağışın hangi kuruma yapılacağını söyleyin yeter, dedi. Ak saçlı ve iyi kalpli olanı, "Çeşitli hapishanelerde bulunan mahkûmlara yardım için," dedi. Ötekisi de, "Ayrıca Mercier Hastanesi'ndeki hastalara," diye ekledi. İyi niyetle yapılan bu cömertçe bağış, kuşkusuz ilk gecenin geliri için geçerliydi, daha sonrakiler üstadın olacaktı. Händel bu öneriyi hemen geri çevirdi. "Hayır," dedi yavaşça, "bu yapıtım için tek kuruş bile almak istemiyorum. Ben onu bir başkasına borçluyum. Bu yapıtımdan elde edeceğim bütün gelirim hastaların ve mahkûmların olsun, çünkü bir zamanlar ben de hastaydım ve bu yapıtım sayesinde sağlığıma yeniden kavuştum. Benim de bir mahkûmdan farkım yoktu ve bu yapıt beni kurtardı. "
- "Waterloo: Dünyanın Yazgısını Belirleyen An" Öyküsünden "Yazgı hep güçlülerden ve zorbalardan yanadır. Tek bir kişiye yıllar boyu kul köle olur. Sezar, Büyük İskender ve Napoléon'lara olduğu gibi; çünkü o, kendisine benzeyen, kendisi gibi ele avuca sığmaz insanları sever. Bazen yazgının kendisini tuhaf bir biçimde önemsiz birine bıraktığı da olur ve (bu dünyanın en şaşılacak anıdır) ipler, yalnızca bir kaç dakika için onun eline geçer.Fakat böylesi insanlar, bu yazgı oyununun üzerlerine yüklediği yükü, elleri titreyerek bırakırlar. Çünkü yücelik, böylesine önemsiz kişilere yalnızca tek bir saniye kendisini bırakır, bunu elinden kaçıranı ise asla bağışlamaz ve ikinci bir kez ona bu olanağı tanımaz..."
- Uyruk olmaktan bir türlü kurtulamayan insanlar, verilen buyruklara hep boyun eğerler, yazgının çağrısına kulak asmazlar.
- Bir mucizenin gerçekleşmesi için tek bir insanın buna kesinlikle inanması ve girişimlerde bulunması gerekir.
- Dünün mucizesi bugünü olağan durumu oluverir. O andan itibaren yeryüzünün kalbi aynı anda çarpar; insanlık artık aynı zamanda dünyanın bir ucundan diğerine kendisini dinleyerek, izleyerek ve anlayarak yaratıcı gücü sayesinde tanrılaşarak her yerde var olarak yaşar. İnsanlık, hiç durmadan bu muazzam birliği bozmaya ve yaşamın tüm unsurlarına hükmetmesini sağlayan araçlarla kendini yok etmeye çalışmayıp zaman ve mekan üzerinde elde ettiği zafer sayesinde sonsuza dek bir arada yaşayabilseydi, ne güzel olurdu!
- İnsanlar sadece bir şeyden yorgun düşerler; kararsızlıktan.
- Goethe bir konuşmasında şiirleri için "duygularımın anı defteri" demişti ve anı defterinin hiçbir sayfası, onun bu içten duygularını, bu hüzünlü belgeler kadar açık bir biçimde önümüze sermemiştir.