- Dokunamadığın noktalardan gelir yaşamının anlamı.
- Gerçeklerle baş etmenin en iyi yolu, hayal kurmaktır.
- Kişiyi belirleyen hep gerçekler olduğu halde, yaşadığı, hep, hayalleridir.
- Yazar, kalemi kendisine sürekli başkaldıran kişidir.
- Ancak arada bir gerçekten yaşayacaksın: duygusal olarak "unutulmaz bir an" denen yaşam aralıklarının birinde, tam kendin olarak, tam kendisiyle yüzyüze geldiğin bir başka kişiyle birlikte, bir şey yaşadığında (bir sevinç, bir acı...) o zaman gerçekten yaşarsın.
Ama bu "an"ları son derece seyrek yaşarsın (kimi insanlar -çoğunlukla bunları hiç yaşayamaz belki-): son derece de kısa... Gene de, bunların sağladığı anlam yoğunluğu, yaşamının bütün geriye kalan çölünü yeşertmeye yetecek. - Yaşamını bir şey beklemeden yaşayacaksın.
Ne çok şey beklediğini biliyorsun;
gene, bekleyeceksin onları (elinde değil bu);
ama beklentilerinin ne ifade ettiklerini,
ne anlama geldiklerini -beklediğin, beklediklerin de, birgün tutup gelirlerse, onların da ne ifade edeceklerini, ne anlama geleceklerini- bilerek yaşayacaksın. - Biz, artık ayrı olabiliyor idiysek, sen ile ben arasındaki şu "ile", artık yok demekti
- En iç, en içten, en içteki sesine bile aykırı düşebilir mi kişi?
Düşer... - Tam kendin olarak, tam kendisiyle yüz yüze geldiğin bir başka kişiyle birlikte, bir şey yaşadığında (bir sevinç, bir acı...) - o zaman gerçekten yaşarsın.
- Kendi olarak, sana gelen -
sana gereksinimi olmadan, seni isteyen -
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen -
kendi olmasını, senin ile olmaya bağlayan - -
O, işte...