- Olgunluğun muştucusudur ölüm:
o gelince, olgunlaşma sona erer
- olgunluk gerçekleşir. - Orada mısın-
serin ve sessiz kollarında
denizin:
özgür dünyada? - Buğu, aslında, heryerdedir
göremeyen, sensindir... - Dokunamadığın noktalardan gelir yaşamının anlamı.
- İnsan gerçeği, yapılmışsa, gerçektir.
İnsan gerçeği, yapılmış gerçekliktir.
Birşey, gerçeklik olarak yapılıyorsa, o, insan gerçeğidir.
İnsan, kendi gerçekliğini kendisi yapan gerçektir. - Kendi olarak, sana gelen
sana gereksinimi olmadan, seni isteyen
sensiz de olabilecekken, senin ile olmayı seçen
kendi olmasını, senin ile olmaya bağlayan
O, işte... - En iç, en içten, en içteki sesine bile aykırı düşebilir mi kişi?
Düşer... - Yaşamın ne denli yük olduğunu biliyorsun; bileceksin
-bu yükü omuzlarından atmadığına, atamadığına,
ya da atmak istemediğine, isteyemediğine göre de,
onu taşımalısın, taşımak zorundasın, taşıyacaksın-
ki, zaten, işte, taşıyorsun... - Yaşamında iki temel değer bulacaksın:
sevgi ve dostluk. Bazen, bunlardan biri
ötekinden daha değerli gelecek sana;
zaman olacak, öteki öbüründen; kimi zaman da
ikisinden hangisini daha değerli sayman gerektiği
belirsiz hale gelecek; ama, kimi zaman da,
ikisi birden, eşit bir değersizlik düzeyine inecekler,
gözünde.
Ama, bu sevgin ile şu dostluğun o hale düştüler diye,
yaşamın temel değerlerinin kendilerini
yadsımayacaksın: o zamanlarda, içindeki buruk acıyla,
onlara olan saygını koruyacaksın - ki, bu da,
işte, üçüncü temel değerin
olacak. - Sana aldırmaz; öyle hemen de çıkıp gelmez sana, sen onu ne denli bekliyor olsan da.