- Öyküler de ağlar gibidir, her bir iplik diğerine bağlanır ve siz öyküleri takip ede ede merkeze ulaşırsınız. Çünkü merkez sondur.
- Kız odanın karşısındaki küçük ateşlere baktı. Sonra bakışlarını Richard'a çevirdi. Tekrar gülümsedi ve, "Kedi sever misin?" dedi. "Evet," dedi Richard. "Kedileri çok severim." Anaesthesia rahatlamış göründü. "But mu?" diye sordu. "Yoksa göğüs mü?"
- Size okulda öğrendiklerimin listesini yapıyorum: Birini nasıl seveceğinizi öğretmiyorlar.Size nasıl ünlü olacağınızı öğretmiyorlar. Size nasıl zengin ya da fakir olacağınızı öğretmiyorlar.Size artık sevmediğiniz birinden nasıl uzaklaşacağınızı öğretmiyorlar. Size başka birinin aklında neler olduğunu nasıl bileceğinizi öğretmiyorlar. Size ölmekte olan birine ne söyleyeceğinizi öğretmiyorlar. Size bilmeye değer bir şey öğretmiyorlar.
- Hiç aşık oldun mu?
(...) Seni çok hassas yapar. Göğsünü ve kalbini açar ve bu demektir ki birisi gelip oraya girerek seni darmadağın edebilir. Bütün o savunmaları oluşturursun. Yıllarca seni hiçbirşey incitmesin diye bütün o zırhı kuşanırsın. Sonra diğer aptallardan farklı olmayan aptal biri,senin aptal hayatına girer. Onlara bir parçanı verirsin.bunu istemezler. Bir gün seni öpmek ya da sana gülümsemek gibi aptalca birşey yaparlar ve ondan sonra hayatın artık sana ait değildir.
Aşk rehin alır. Senin içine girer.Seni yer bitirir ve karanlıkta ağlarken bırakır, böylece '' belki sadece arkadaş kalmalıyız'' ya da '' ne kadar anlayışlısın'' gibi basit cümle kalbine giden camdan bir kıymığa dönüşüverir. İncitir. Sadece hayalinde değil. Sadece beyninde değil. ruhun incinir, bedenin incinir, içine giren ve seni paramparça eden acı.
Hiçbir şeyin buna gücü yetmemeli-özellikle aşkın.
Aşktan nefret ediyorum. - Sadece uzun zaman önce okuduğum bir kitabı hatırladım, Tom Sawyer. Kitapta, çocukların kendi cenazelerinde ortaya çıktıkları bir bölüm var. Sadece düşünüyordum da belki o da cenazesinde bir anda ortaya çıkabilir. '' Ölümümle ilgili haberler oldukça abartılmış Matthew'' diyecektir?
- Kişi gerçekten çaba gösterdiğinde, başına açabileceği belaların sayısına inanamazsın. Ve her şeyin bir şekilde en iyi sonuca varacağına inanırsa kurtulabileceğin belaların sayısına da inanamazsın.
- '' Hez? O yiyecek değil. Sanırım o masa dekorasyonu.''
'' Ama güzel. Tadı tıpkı daima gibi. '' - Ve sonra
uyumaya devam etmek için çabalayarak,
bunun sonsuza dek sürmesini dileyerek,
düş bitince bir daha asla geri dönemeyeceğinizi bilerek,
... uyanıyorsunuz. - Ve üstünde var olan ne varsa, bir gün eriyecek biraz önce uçup giden şu hayali gösteri gibi. Dumanı bile kalmayacak ardında. Rüya dediğin şey de bizlerden oluşur işte, ve minicik ömrümüzü yine bir öykü noktalar.
- "Melekler yozlaştığında, Richard, herkesten daha beter olurlar. Unutma ki, şeytan da bir melekti."