- Örümcek, şimdiye kadar, tanrıların farklı olduğuna inanmıştı hep: Tanrıların vicdanları olmazdı, vicdana ihtiyaçları da yoktu. Bir tanrının üzerinde yaşadığı dünyayla ilişkisi, oynadığı bilgisayar oyununun tüm yapısını ve oyunu kandırabilecek tüm hileleri bilen bir oyuncunun, o oyunla kurduğu bağ kadar duygusal olabilirdi en fazla.
- Örümcek, şimdiye kadar, tanrıların farklı olduğuna inanmıştı hep: Tanrıların vicdanları olmazdı, vicdana ihtiyaçları da yoktu. Bir tanrının üzerinde yaşadığı dünyayla ilişkisi, oynadığı bilgisayar oyununun tüm yapısını ve oyunu kandırabilecek tüm hileleri bilen bir oyuncunun, o oyunla kurduğu bağ kadar duygusal olabilirdi en fazla.
- "Hayatın anlamı, avının ağzında bıraktığı tat, dişlerinin arasında öğüttüğün et, düşmanının kalanını da leş yiyiciler bitirsin diye güneş altında bıraktığın cesedidir. Hayat budur. Ben Kaplan'ım ve Anansi'den çok daha güçlü, çok daha büyük, çok daha tehlikeli, kuvvetli, acımasız ve bilgiliyim..."
- Eski öykülerde, Anansi de, tıpkı sizin benim gibi kendi evinde yaşar. Tabii açgözlüdür, şehvet düşkünüdür, hilecidir ve yalan söyler. Ama iyi kalplidir, şanslıdır ve hatta bazen, dürüsttür de. Bazen iyidir, bazen de kötü. Ama hiçbir zaman şeytansı bir kötücüllüğü yoktur.
- Çoğu zaman Anansi'den yana olursunuz, çünkü bütün öyküler Anansi'ye aittir. Öyküleri ona Mawu vermiştir. Çok eskilerde, dünyanın şafak vaktinde, Mawu, öyküleri Kaplan'dan alıp Anansi'ye vermiştir ve o gün bugündür öyküleri ince ince Anansi örer.
- Var olan ve var olacak her kişinin bir şarkısı vardır. Birinin yazdığı bir şarkı değildir bu. Kendine ait bir melodisi vardır. Çok az insan kendi şarkısını söyler. Birçoğumuz, seslerimizin şarkımızın hakkını veremeyeceğini, ya da şarkımızın sözlerinin çok aptalca, ya da çok dürüst, ya da çok garip olduğunu düşünürüz. Dolayısıyla insanlar şarkılarını söylemek yerine, onu yaşarlar.
- Var olan ve var olacak her kişinin bir şarkısı vardır. Birinin yazdığı bir şarkı değildir bu. Kendine ait bir melodisi vardır. Çok az insan kendi şarkısını söyler. Birçoğumuz, seslerimizin şarkımızın hakkını veremeyeceğini, ya da şarkımızın sözlerinin çok aptalca, ya da çok dürüst, ya da çok garip olduğunu düşünürüz. Dolayısıyla insanlar şarkılarını söylemek yerine, onu yaşarlar.
- Var olan ve var olacak her kişinin bir şarkısı vardır. Birinin yazdığı bir şarkı değildir bu. Kendine ait bir melodisi vardır. Çok az insan kendi şarkısını söyler. Birçoğumuz, seslerimizin şarkımızın hakkını veremeyeceğini, ya da şarkımızın sözlerinin çok aptalca, ya da çok dürüst, ya da çok garip olduğunu düşünürüz. Dolayısıyla insanlar şarkılarını söylemek yerine, onu yaşarlar.
- Şişko Charlie babasının mezarına baktı. "Orada mısın?" dedi yüksek sesle. "Eğer oradaysan, dışarı çık. Seninle konuşmam lazım." Çiçekli mezar taşına yaklaştı ve başını öne eğerek baktı. Tam olarak ne olmasını beklediğini o da bilmiyordu -topraktan bir elin çıkıp bacağını kavramasını filan, belki de- ama bir o kadar emindi ki bir şey olacağından."
- "...Bazı insanlar, ilk aletin bir silah olduğunu düşünür, ama tam tersine, insanlar önce aletleri düşündüler. Kol değneği hep sopadan önce geldi. Çünkü artık insanlar Anansi öyküleri anlatıyorlar ve kendilerini nasıl öptürebileceklerini, daha akıllı ve daha komik olarak bir şeyi nasıl elde edebileceklerini düşünmek zorundalar. İşte insanların kendi dünyalarını yaratmaya başlaması da böyle oldu."