- Mayakovski?yi henüz Türkiye?de kimseler bilmezken, Haşim, Nazım Hikmet?in ilk şiirlerini onun etkisinde kalarak yazdığını söylemişti. Ahmet Haşim, Yahya Kemal gibi Gazi Mustafa Kemal Paşa?ya yalvarıp yakarıp, milletvekili ya da büyükelçi olmaya tenezzül etmedi. Çanakkale?de yedek subay olarak savaşa katıldığı halde, düşmanları ?o Bağdatlıdır, kendi memleketine geri dönsün? diye homurdanmaya başladılar. Irak hükümeti de onu davet ediyor, yüksek maaşla memuriyetler vaat ediyordu. Akrabaları ve kardeşi bu davetten yararlandılar; ama Haşim Türkiye?de kaldı.
- Yapmacık olmasa bile sahnede seyircileri büyüleyen bir oyuncu, sahneden iner inmez, o müthiş karizmasını yitiriverir. Başka birini sahnede temsil ederken tanrılaşan adam, sadece kendini temsil ederken zeki ya da kişilikli bile sayılamayacak sıradan bir insan oluverir. Aktörlerin sahne dışında büyüleyici etkilerini yitirmelerinin nedeni, onların tıpkı müzik virtüozları gibi, birinci derece sanatçılar değil, ikinci derece sanatçılar olmalarıdır. Birinci derece sanatçı, bir oyunu yazan ya da bir müzik parçasını kompoze eden kişidir. Aktör de virtüoz da birer yorumcu, dolayısıyla ikinci derece sanatçılardır sadece. İşin garip yanı, usta bir oyuncunun sıradan bir oyuncudan daha fazla korkmasıdır. Aktör ne kadar ustaysa, duyduğu gerginliğinde o kadar büyük olduğunu söyleyebiliriz bir paradoks yapmadan.
- Karpuzu kestin, baktın ki kabak. Gene de zorla yiyecek misin o karpuzu?
- 1960'da profesörlük utanılacak bir unvan değildi henüz. Şimdiyse, biraz öyle oldu. Birçok namuslu profesörün yanı sıra başta politikacılar olmak üzere yığınla da namussuzu var. O kadar ki, beni bilmeyen birine profesör? diye tanıtılınca, ezilip büzülüyorum. ?Ama ben namussuz değilim? demek geliyor içimden. (Maalesef doğru, aynı acıyı ben de yaşıyorum. "Bütün renkler kirlendi ama birinciliği beyaza verdiler"....)
- Kim istemez ki babasının ölümünü?
- Kaldı ki kendini öldürmek kolaydır. Anlık bir cesaret meselesidir sadece. Asıl zor olan yaşamaktır. Bunca felaket arasında, fazla rezil olmadan yaşamak gücünü bulmaktır asıl zor olan.
- Ancak birbirimizden nefret edecek kadar dindarız; birbirimizi sevecek kadar dindar değiliz.
- Yüreğim temizdir, çünkü onu her akşam rakıyla yıkarım.
- ?Çeviri kadın gibidir; ya serbest ve güzel olur, ya da sadık ve çirkin.?
- Çalışmak değil, stres altında çalışmaktır insanı mahveden.