- Mitler- felsefenin doğuşu sırasında yunanlıların da mitsel bir dünya anlayışı vardı. Asırlar boyunca kuşaktan kuşağa tanrıların öykülerini anlatmışlardı. Eski yunan da tanrıların adları zeus ve apollo, hera ve athene, diyosinos ve asklepios, herakles ve hefaistos idi. Bunlar tanrılardan birkaçıydı. İsadan önce 700yıllarında yunan mitlerinin çoğu homeros ve hesiodos tarafından yazıya geçirildi. Bu yeni durumun ortaya çıkmasına neden oldu, çünkü mitler yazılır yazılmaz onları tartışmak da mümkün hale geldi.
- Tanrı devleti ile yeryüzü devleti arasındaki mücadeleden ibaret olduğuna inanır. Bu iki devlet birbirinden tamamen ayrı iki politik devlet değildir. İkisi de her bir insanın içinde gücü ele geçirmek için uğraşır. Yine de tanrı devletinin kilisede yeryüzü devletinin de politik devlet aygıtında vücut bulduğu soylenebilir. -0rtaçağ
- ?En duygusuz kararların ardında taş kalpli hesaplar yatabilir çoğu zaman.?
- ?Gerçek bir filozof hiçbir zaman ?hiçbir zaman? demez.?
- ?Senden önce yaşamış insanlardan gelenek yoluyla ?dalga dalga? sana ulaşan düşünceler ve kendi yaşadığın çağdaki yaşam koşulları, senin düşünce biçimini etkiler. Bu yüzden herhangi bir düşüncenin sonsuza dek ve daima doğru kalacağı söylenemez.?
- "Bir kadın ne kadar güzelse, kendini bulmasının o kadar zor olduğunu söylerdi babam" dedi sayfalar.. Hemen bu sözü güzel kızlar alıp whatsap durumu yapmadan önce anlamaya çalışın hatta kitabı okuyun dicem ama Seçici bir kitap bu.. Siz onu değil o sizi seçiyor. Eğer seçilenler listesinde varsaniz kitabın son sayfasına kadar geliyorsunuz.. Şuan ki kitap çok değişik, uçurucu etkisi var, aynı yemekten, aynı yollardan, aynı insanlardan, aynı şehirden, aynı evden, aynı caddelerden, hep aynı sabaha uyanmaktan yada her gece aynı geceyi karşılamaktan farklı birşey bu.. Alışılmışın biraz dışında, örnekleri anlatımı #hayal dünyasının biraz uç noktalarında.. Şöyle söyleyeyim ineceğin durağı kacirticak kadar içine alan bir kitap.. Dedigim gibi Okuyucu secmiyor bu kitabı, kitap okuyucusunu seçiyor ve diyoki " beni herkes anlamaz, beni her okuyan sevmez, sevmesine de gerek yok" diyerek ayrıcalıklı olduğunu hissettiren bir eser..
- Annem kendi kendisini bulabilmek için, dünyaya açılmak istemişti. Babamla ben de, dört yaşında oğlu olan bir kadının kendini bulması için artık zamanın gelmekte olduğunu kabul etmiş, hatta bu konuda onu desteklemiştik. Ama hiç anlayamadığım şey, kendini bulmak için neden ille de gitmesi gerektiğiydi. Neden bu işi Arendal?daki evimizde halledemiyordu? Ya da hiç olmazsa, Kristiansand?a bir gezi yapmakla yetinemez miydi sanki? Kendini bulmak isteyen herkese tavsiyem, bulundukları yerde kalmalarıdır. Yoksa kendilerini hepten kaybetme tehlikesi çok büyüktür.
- Çocukluğunu Alman piçi olarak geçirdikten ve yıllarca denizlerde dolandıktan sonra, babamın alkollü içeceklere karşı her zaman bir zaafı olmuştu. Ama bence, bu kadarı biraz fazlaydı. Hep unutmak için içtiğini söylüyor, ama tam da bu noktada yanılıyordu aslında. Çünkü ne zaman içse, hep büyükannemle büyükbabamdan, Alman piçi olarak yaşamak zorunda kaldığı hayatından bahsederdi. Bazen ağladığı da oluyordu. Bence alkol, olayları daha iyi hatırlamasına yarıyordu asıl.
- Zaman geçtikçe ? ve anılar bir zamanlar onları yaratmış olandan uzaklaşıp durdukça -, ister istemez belleğimizden kuşku duymaya başlıyoruz.
- Çünkü yalnızca erkek değildi kadını ezen. Kadın kendi hayatından sorumlu olmaktan vazgeçerek kendi kendini de eziyordu...