- Her birimiz yaşamın içinde yüzen, genlerle yüklü bir gemiyiz. Yükümüzü bir sonraki limana bıraktığımızda boşa yaşamamışız gemektir
- Özgür bireyler olarak var oluruz ve bu özgürlük bizi tüm hayatımız boyunca seçim yapmaya mahkum eder.
- Senin miskin ve umursamaz insanlardan olmanı istemiyorum. Senin uyanık bir yaşam sürmeni istiyorum?
- Yani Tanrı gökyüzüne oturmuş, oynuyor mu insanlarla? Kendi yaptığı şeylerden biri hoşuna gitmezse, çöp gibi atıyor mu?
- Kim olduğunu belirleyememesi komik değil miydi? Ya kendi görünüşünü belirleyememek biraz fazla kaçmıyor muydu? Arkadaşlarını seçebilirdi belki, ama kendisini seçmemişti. Hatta insan olmaya bile karar vermiş değildi.
- Karanlık sadece ışığın olmayışından ibaretti -yani yoktu.
- İnsan beyni onu anlayabileceğimiz kadar basit olsaydı, o zaman da biz onu yine anlayamayacak kadar aptal olurduk.
- Senin miskin ve umursamaz insanlardan olmanı istemiyorum. Senin uyanık bir yaşam sürmeni istiyorum?
- "Batıl inanç" - biraz garip değil miydi bu laf? Eğer insan Hristiyanlığa veya İslamiyete inanıyorsa, buna sadece "inanç" deniyordu. Ama astroloji veya ayın 13'üne gelen cuma gününün uğursuzluğu söz konusuysa, al sana batıl inanç! Başka insanların inandığı şeylere batıl inanç dene hakkını kim kendinde bulabilirdi ki?
- Tanrı ipleri çekerek olacakları belirleyen bir kukla oynatıcısı değildir.