- Zorunluluk hem tragedya hem de komedya üretir. Öptüğünüz ya da kafanızı çarptığınız şeydir.
- Suret nedir? Bir insan öldüğünde kendisini tanıyanlara bir boşluk, bir uzam bırakır: Bu uzamın sınırları vardır ve ardından yas tutulan her kişi için farklıdır. ... uzam kişinin benzeyişidir, suretidir. ... Bir suret, geride görünmez biçimde bırakılan şeydir.
- ?Böyle bir aşkın anımsayabildiği kadarıyla, başlangıçta iki cinse bölünüş hayatı kutuplara ayırdı. Erkek ve kadının yaratılışı bir ayrılık, yeni tür bir eksiklik duygusu oluşturdu. Cinsel içgüdü kutupları birbirine çeken çekim enerjisiydi. İnsanın hayal gücü ve belleği oluşur oluşmaz, bu çekime sahip olup sürdürme isteği kendini aşk adıyla sunmaya başladı. Böyle bir aşk bir bütünleşme umudu aşılıyor ve enerjisini gerçeğin canevinden aldığını söylüyordu. Bütünleşme umuduyla birlikte evin tekrar kurulabileceği umudu da gelişti, ama ev o ev değildi artık. İşte bu yüzden, modern çağda evden yoksun olduğumuz zamanlar, aşkın titreşimlerini bir başka zamankinden çok daha yoğun duyarız.?
- Kendi ölümümle beni en çok uzlaştıran şey bir düşünce, senin ve benim kemiklerimin birlikte gömülüp dağıldığı, çırılçıplak kaldığı bir yer düşüncesi. Kemiklerimizin ortalığa saçılmış darmadağın yattıkları bir yer. Kaburga kemiklerinden biri kafatasıma dayalı. Sol el kemiklerimden biri kalça kemiğinin içine girmiş. (Kırık kaburga kemiklerimin üstünde göğsün bir çiçek gibi.) Ayak kemiklerimiz, yüzlercesi darmadağın. İç içeliğimizi böyle imgeleyişimin, yalnızca kalsiyum fosfattan oluşsa da, huzur verici olması garip. Ama öyle. Seninle olduktan sonra, kalsiyum fosfat bile olmanın yeteceği bir yer düşünüyorum.
- Şimdi sana söyleyeceklerimi bilip bilmediğini bilemem. Bilmenin öyle çok katmanı var ki, ve çoğu zaman en derinlerdeki katmanları kelimelere de, düşüncelere de sığmaz. Bildiğine inanıyorum.
- Seven birisi için sevgiliyi görmenin hiçbir sözle ya da kucaklayışla karşılaştırılamayacak bir bütünlüğü vardır; bu bütünlük , geçici olarak, ancak sevişmeyle sağlanabilir.
- Türkiye'de son on yıl içinde tam anlamıyla bir imge patlaması yaşanıyor. Televizyon, basın ve reklamlar yoluyla yeni görsel imgelerden oluşan çok yoğun bir sağanağa tutulduk. Kuşkusuz bunlar, ister yerli üretim olsun, ister "serbest ithalat" rejimine paralel olarak giren "yabancı" imgeler olsun, toplumun geleneksel yapısını çözüp parçalamakla ve yeni ideolojik bütünleştirmeler oluşturmakla aracılık ediyorlar.
- Kısa süre önçe babam öldüğünde, tabutunun içinde birkaç çizimini yaptım. Yüzünün ve başının çizimlerini.Görme yetisi sürekli olduğundan, görsel kategoriler (kırmızı, sarı, koyu, kalın, ince) sabit kaldığından ve pek çok şey yerli yerinde dururmuş gibi göründüğünden insan, görsel olanın bir daha tekrarlanmayacak,anlık bir karşılaşmanın sonucu ortaya çıktığını unutma eğilimindedir hep. Herhangi bir verili anda görünümler, daha önce görünmüş olan her şeyin enkazından inşa edilen yorumlardır.Babamın tabutunun başında, teknik ressam olarak sahip olduğum böylesi bir beceriyi, önümdeki işe doğrudan uygulamak üzere yardıma çağırdım.
- Herhangi bir imge ---örneğin retinanın okuduğu imge- kaybolacak bir görünümü kaydeder. Görme yetisi, sürekli değişen beklenmedik olasılıklara karşı etkin bir yanıt olarak gelişti. Gelişmesi arttıkça da, olaylardan yorumlayabileceği görünüm dizilerinin karmaşıklığı arttı
- Arzulanmak bir kimsenin bu hayatta ölümsüzlük hissine erişmeye en yakın olduğu zamandır belki de.