- Bilişsel uyumsuzluk adı verilen bir kavrama göre, daha önceki görüş ve davranışlarımızla bağdaşmayan bir seçim yapmış ya da yapmaya zorlanmışsak, tavrımızı da yeni seçimimize uygun olacak şekilde değiştiririz. Daha açıkçası, bir seçim her zaman, geçmişi çarpıtıp değiştirmek suretiyle doğrulanır.
- Günümüzde cehennem kendilerine inananların, cennet ise paralı askerlerin mekanıdır
- Sırf günü huzurlu geçirmek için "evet" der, ama aslında "hayır"ı kastederiz.
- Öyle bir noktaya geldik ki, yöneticilerin varlıklarını bize doğrulatmaya ihtiyaçları yok artık. Onların varlığını biz kendimiz doğruluyoruz.
- Özgürlükten korkarız; bizi nereye götüreceği düşüncesi ürkütür bizi. Özgürlük, ebediyet ve sonsuzluk duygusundan, zamana bağlı olmamaktan, an'ın tutsağı olmamaktan, o aldatıcı sihirli an'ı bir kurtarıcı gibi görüp beklememekten kaynaklanır. Zamanın olmadığı yerde özgürlüğü duyumsayabiliriz ancak.
- Yaşamı böylesine özel, böylesine benzersiz kılan şey, her şeyin yalnızca bir kez olması. Bunu algılamak, ölümün bilincine varmakla mümkün olabilir ancak. Ölümün bilincinde olmayan insan, yaşadığının da bilincinde değildir.
- Tarih boyunca hiçbir sendika, işçilerinin silah endüstrisine katkıda bulunmasını protesto için greve gitmiş değildir. ... Nestle işçileri, UNICEF ve WHO raporlarına göre yalnız Üçüncü Dünya'da her yıl bir milyonu aşkın çocuğu dolaylı olarak ölüme götüren anne sütü benzeri mamullere karşı hiçbir zaman greve gitmemişler, hatta basında bir bildiri bile yayınlamamışlardır.
- Yaşasın çocuklar! Her şey onlar için. Ne hakkımız var onlara savaş, açlık, sefalet dolu zehirli bir dünya bırakmaya? 20. yüzyıl kuşaklarının tarihe bıraktığı miras. Dünyayı bulduğundan daha kötü bırakmak. (S. 158)
- Hatta psikologlar kimi meslek seçimleri izin bile bizi bilinçaltının da yatan tehlikelerden koruduğu inancındalar; örneğin gizli kesme biçme duyguları olanların bu dürtülerini cerrahlık, kasaplık gibi mesleklerle örtbas etmeleri gibi. Kısaca içimizdeki bu gizli duyguların hem bize hem de başkalarına zarar geçirmeyecek bir şekilde ortaya çıkması, hem toplumun hem de bireyin lehine. (S. 151)
- İnsanın insana karşı çıkması, bizi özgürlüğe daha çok yaklaştırmış değil. Sadece, sömürünün biçimini değiştirdi, o kadar.