İnsan, yaşamın ötesinde olmalı bir ayağıyla.

Daha kendi kendinizi aramamışken beni buldunuz. Böyledir tüm inananlar; inancın değeri azdır bu yüzden.

Nitimur in vetium. Felsefem bu parolayla üstün gelecek bir gün; çünkü şimdiye dek, kural olarak yalnız doğruları yasakladılar.

Biraz çokça meraklıyım ben, sorunlarla doluyum, .............. üstünkörü bir yanıt, bir kalabalıktır.......

Köprünün üzerinde duruyordum geçenlerde,
karanlık geceye bürünmüş.
Uzaklardan bir ezgi duyuluyor
ve altın damlalar yağıyordu
titreyen aynası üstüne suyun.
Gondollar, ışıklar, musiki, hepsi
Esrimiş, yüzüp gittiler alacakaranlığa...
Benim ruhum, görünmez parmakların
dokunduğu o çalgı,
bir barkarol mırıldandı gizlice,
binbir renkli mutluluk içinde titreyerek.
Duyan oldu mu onu?

İnsanın gemisi bu sulara sürüklenmişse, iyi! Çok iyi! Şimdi dişlerimizi sıkabildiğimiz kadar sıkalım bakalım! Gözlerimizi dört açalım ve ellerimizle dümene sıkı sıkı yapışalım! Gemimizle dosdoğru, ahlakın üzerine gidiyoruz, onu ezip geçiyoruz ve belki de bu şekilde oraya doğru yolculuğa çıkmaya cüret etmekle bizim kendi ahlakımızdan geriye kalanları da ortadan kaldırmış oluyoruz.

Ey kutsal basitlik! Ne kadar da tuhaf basitlikler ve sahtelikler içinde yaşıyor insan! Bu harikayı görecek gözlere sahip olmayagörsün bir kez, artık her geçen an şaşkınlıktan şaşkınlığa düşmeyi hiçbir zaman bırakamıyor. Etrafımızdaki her şeyi nasıl da açık ve özgür ve kolay ve basit hale getirdik! Yüzeysel olan her şeyin duyularımıza, serseri şeytanlıklar ve hatalı çıkarımlar için duyulan tanrısal arzunun düşüncelerimize girmesi için geçiş iznini nasıl da verebildik! Neredeyse aklın alamayacağı bir özgürlükten, düşüncesizlikten, basiretsizlikten ve yüreklilik ve neşeden tat alabilmek için, yaşamdan tat alabilmek için, bilgisizliğimizi muhafaza etmeyi nasıl da başarıyoruz!

İnsanın çevresindeki mesafe, deyim yerindeyse boşluk, onun zihinsel iç görüsünün kuvvetiyle büyür. Dünyası derinleşir, yeni yeni yıldızlar, gizemler ve kavramlar, onun görüş alanına girer. Belki de üzerinde zihinsel gözünün derinliğini ve keskinliğini denediği her şey, bir oyundur, çocuklar ve çocuk ruhlular içindir. Belki de en büyük kavgalara ve acılara neden olan, en ciddi kavramlar, "Tanrı" ve "günah" kavramları, günün birinde bize bir çocuk oyunu gibi veya yaşlı bir adama göre bir çocuğun çektiği acı gibi görünecek; -Belki de o zaman yaşlı adam için bir kez daha bir başka çocuk oyununa ve bir başka çocuksuz acıya gereksinim duyulacak.- Yeteri kadar çocukça hep, sonsuza kadar çocuk!

Gündüz olan gece de sürer. Fakat aynı zamanda, bunun tersi de geçerlidir. Düşlerimizde deneyimlediğimiz yaşantılar, bunu sık sık yapmamız kaydıyla, işin nihayetinde, en az "gerçekten" yaşanmış şeyler kadar ruhumuzun mülkiyeti altındadır. Bu yüzden daha zengin veya daha yoksuluzdur, gereksinimlerimiz daha az veya daha çoktur ve son olarak da günün en parlak ışığı altında ayık yaşantımızın en mutlu anlarında bile bir ölçüye kadar rüyalarımızın doğası tarafından idare edilmekteyiz. Bir kişinin rüyalarında sık sık uçtuğunu varsayalım, bu kişi, en sonunda rüya görmeye başlar başlamaz uçma gücü ve sanatın kendine has imtiyazı ve o özel kıskanılası mutluluğu olduğunun bilincine varacaktır. En küçük bir itkisiyle dahi, her türden dönüşü ve pikeyi gerçek kılabileceğine inanan ve bir tür ilahi hafifliği duyumsamakta olduğunu bilen, hiçbir çaba ve güç harcamaksızın "yukarı çıkan" alçalmasına veya inişe geçmesine gerek kalmaksızın "aşağı inen" ve bunları yaparken en küçük bir sıkıntıyla dahi karşılaşmayan böyle bir insan, böylesi bir rüya deneyimini yaşayan ve rüyalarında dahi "mutluluk" sözcüğünün farklı bir renge ve tanıma sahip olduğunu anlayamayacaktır. Farklı bir mutluluğa nasıl özlem duyabilir ki? Şairler tarafından tarif edilen "mutluluktan uçma" onun kendi uçuşuyla mukayese edildiğinde fazlasıyla dünyevi, adalesel, zor, onun için gereğinden fazla sıkıntılı gelecektir ona.

? EY BÜYÜK YILDIZ ! AYDINLATTIKLARIN OLMASAYDI, NİCE OLURDU SENİN MUTLULUĞUN!

? KİŞİ SALT BİR ÖĞRENCİ OLARAK KALIRSA, ÖĞRETMENİNE BORCUNU ÖDEMEMİŞ SAYILIR.

? VE SÖNEN BİR YILDIZ GİBİDİR ERDEMİNİZİN HER ESERİ, IŞIĞI HEP YOLDADIR. YILDIZ UNUTULSA, YOK OLSA BİLE IŞIK DEMETİ YAŞAR VE SONSUZA KADAR YOL ALIR.

? DÜNYADA EN DEĞERLİ ŞEYLER BİLE GÖSTERENİ OLMAZSA DEĞERSİZDİRLER. HALK PEK ANLAMAZ BÜYÜKTEN, DEĞERLİ ŞEYDEN. AMA BÜYÜK ŞEYLERİN GÖSTERİCİLERİNDEN İSE HOŞLANIR. BUNLARA "BÜYÜK ADAM" DER HALK.

? PEK ÇOK BAL TOPLAMIŞ BİR ARI GİBİ BİLGELİĞİMDEN USANDIM. ONU ALMAYA UZANACAK ELLER GEREK BANA.

? BİRÇOK ŞEYİ YARIM YAMALAK BİLMEKTENSE, HİÇ BİLMEMEK DAHA İYİDİR. BAŞKALARININ DÜŞÜNCELERİYLE BİLGELİK ETMEKTENSE KENDİ HESABINA DELİLİK ETMEK DAHA İYİDİR.

? DAĞLARDA EN KISA YOL DORUKTAN DORUĞADIR, AMA UZUN BACAKLAR OLMALI BUNUN İÇİN. ÖZDEYİŞLER DORUKLAR OLMALI; SÖZ SÖYLENEN KİŞİLER DE BOYLU POSLU OLMALI.

? YUKARILARA MI ÇIKMAK İSTİYORSUN ? KENDİ BACAKLARINI KULLANMALISIN BUNUN İÇİN. KENDİNİZİ TAŞITMAYASINIZ. "ATA MI BİNDİN ? PEKİ DOSTUM! AMA TOPAL AYAĞIN DA ATIN ÜSTÜNDE."

? GÜNÜN BİRİNDE UÇMAK İSTEYEN, ÖNCE DOĞRULMAYI VE YÜRÜMEYİ VE KOŞMAYI VE TIRMANMAYI VE HORA TEPMEYİ ÖĞRENMELİDİR. UÇMAYA UÇMAKLA BAŞLAYAMAZ KİŞİ.

? SİZ YÜKSELMEK İSTEYİNCE YUKARI BAKARSINIZ. BENSE AŞAĞI BAKARIM, ÇÜNKÜ YÜKSELMİŞİM.

? NE DENLİ YÜKSEĞE ÇIKMAK İSTERSE, O DENLİ YAMAN KÖK SALAR YERE, DERİNLİĞE VE ,... KÖTÜLÜĞE....

? YÜKSELMEK İSTERSİN. ONLARIN ÜSTÜNE VE ÖTESİNE GEÇERSİN. AMA SEN YÜKSELDİKÇE KISKANÇLIĞIN GÖZÜ DAHA KÜÇÜK GÖRÜR SENİ. FAKAT UÇANDAN NEFRET EDİLİR EN ÇOK. ONLAR HAKSIZLIK VE ÇAMUR ATARLAR SİZE. AMA ÖYLEDİR DİYE KARDEŞİM, YILDIZ OLMAK İSTERSEN, DAHA AZ IŞIK SAÇMAMALISIN ONLARA.

? MUTLULUK İÇİN; NE KADAR AZ ŞEY GEREKLİ MUTLULUK İÇİN. AZDAN DOĞAR EN İYİ MUTLULUK.

? EN KİNCİ KİŞİLER OLDUKLARINI GÖRDÜM UYUŞMAYAN ÇİFTLERİN. ARTIK YALNIZ YAŞAMALARINI BÜTÜN DÜNYAYA ÖDETMEK İSTİYORLARDI.

? İNSANLAR ARASINDA SUSUZLUKTAN ÖLMEK İSTEMEYEN, BÜTÜN BARDAKLARDAN İÇMEYİ ÖĞRENMELİDİR.İNSANLAR ARASINDA TEMİZ KALMAK İSTEYEN, KİRLİ SUDA YIKANMAYI DAHİ BİLMELİDİR.

? NİCE KİMSELER KENDİ ZİNCİRLERİNİ ÇÖZEMEZLER DE DOSTLARININ KURTARICISI OLURLAR.

? DOST İSTEYEN DOSTLARI ADINA SAVAŞMAYA GÖNÜLLÜ OLMALI. SAVAŞMAK İÇİN DE DÜŞMAN OLABİLMELİ.

? ASALAK GÜÇLÜLERİN ZAYIF OLDUKLARI YERLERE, SOYLULARIN AŞIRI YUMUŞAK OLDUKLARI YERLERE KURAR İĞRENÇ YUVASINI: ASALAK BÜYÜKLERİN KÜÇÜK YARALARINDA BARINIR. BÜTÜN VARLIK TÜRLERİ İÇİNDE EN YÜKSEK OLANLA EN ALÇAK OLAN NEDİR? ASALAK TÜRLERİN EN ALÇAĞIDIR. OYSA EN YÜKSEK TÜRDEN OLAN, EN ÇOK ASALAK BESLEYENDİR.

? BEN YİĞİT KİŞİLERİ SEVERİM. AMA İYİ KILIÇ KULLANMAK YETMEZ. KİME KARŞI KULLANACAĞINI DA BİLMELİ. ÇOĞU KEZ SESİNİ ÇIKARMADAN GEÇİP GİTMEK DAHA BÜYÜK YİĞİTLİKTİR. KENDİNİ DAHA DEĞERLİ BİR DÜŞMANA SAKLAMIŞ OLURSUN BÖYLECE. DAHA DEĞERLİ DÜŞMANA SAKLAYACAKSINIZ KENDİNİZİ KARDEŞLERİM. NİCE DÜŞMANIN YANINDAN GEÇİP GİTMELİSİNİZ BUNUN İÇİN.

? DÜŞMANINIZ OLURSA, KÖTÜLÜĞE İYİLİKLE KARŞILIK VERMEYİN: BU ONU UTANDIRIR. VE UTANDIRMAKTANSA KIZIN. VE SİZE SÖVÜLDÜĞÜNDE, SİZİN ÖVMEYE KALKIŞMANIZ HOŞUMA GİTMEZ, BİRAZ DA SİZ SÖVÜN.

? KENDİNİ HAKSIZ ÇIKARMAK, HAK İSTEMEKTEN DAHA SOYLUCA BİR İŞTİR, HELE KİŞİ HAKLIYSA...YALNIZ KİŞİ BUNU YAPACAK KADAR BİLGE OLMALI.

? DOSTLARIM! CEZALANDIRMA EĞİLİMİ GÜÇLÜ OLANLARIN HİÇBİRİNE GÜVENMEYİN.

? İLLE DE UŞAK OLMAN GEREKİYORSA, SENDEN EN ÇOK YARARLANACAK KİŞİYİ BULMALISIN.

? İYİ BİR UŞAK HERŞEYİ, EFENDİSİNİN KENDİNDEN BİLE GİZLEDİĞİ ŞEYLERİ DAHİ BİLİR.

? GÜÇLÜYE HİZMET ETMEYE KENDİ İSTEMİ KANDIRIR GÜÇSÜZÜ. BU İSTEMİ DAHA GÜÇSÜZLERE EFENDİLİK ETMEK İSTER DE ONDAN. VE NEREDE ÖZVERİ, HİZMET, VE SEVGİ BAKIŞLARI VARSA ORADA EFENDİ OLMA İSTEMİ DE VARDIR. GÜÇSÜZ, DOLAMBAÇLI YOLLARDAN SOKULUR KALEYE, GÜÇLÜNÜN TA BAĞRINA, Kİ ORADAN GÜÇ ÇALAR.

? KADIN ERKEKTEN DAHA İYİ ANLAR ÇOCUKLARI, AMA ERKEK KADINDAN DAHA ÇOCUKTUR. GERÇEK ERKEĞİN İÇİNDE BİR ÇOCUK GİZLİDİR. HAYDİ KADINLAR! BULUN ERKEKTEKİ ÇOCUĞU!

? ERKEK SEVEN KADINDAN KORKSUN: SEVİNCE HERŞEYİ GÖZDEN ÇIKARIR KADIN. VE BAŞKA NE VARSA DEĞERSİZ SAYAR. ERKEK NEFRET EDEN KADINDAN DA KORKSUN. KADIN KİMDEN NEFRET EDER EN ÇOK? DEMİR ŞÖYLE DEMİŞ MIKNATISA: "EN ÇOK SENDEN NEFRET EDERİM. ÇÜNKÜ SEN ÇEKERSİN, AMA KENDİNE DOĞRU SÜRÜKLEYEMEZSİN."

? KADINA MI GİDİYORSUN ? KIRBACINI UNUTMA !

? ŞU ADAM DEĞERLİ GÖRÜNDÜ BANA. VE YER YÜZÜNÜN ANLAMI İÇİN OLGUN. AMA KARISINI GÖRÜNCE!... EVET BİR ERMİŞ, BİR KAZLA ÇİFTLEŞİRKEN, YERYÜZÜ ÇIRPINSIN İSTERİM.

? GENÇSİN VE EVLİLİK VE ÇOCUK İSTERSİN. AMA SORARIM SANA: SEN ÇOCUK İSTEMEYE YETERLİ BİR KİŞİ MİSİN ? EVLİLİK DİYE BEN; YARATICILARINDAN ÜSTÜN OLANI YARATMA İSTEMİNE DERİM, İKİ KİŞİNİN. BÖYLE BİR İSTEM İÇİN BİR ARAYA GELEN VE BİRBİRİNE SAYGI DUYANLARA DERİM GERÇEK EVLİ BEN.

? ŞEHVET, EGEMENLİK DUYGUSU VE BENCİLLİK: ŞİMDİYE KADAR EN ÇOK İLENİLMİŞ ÜÇ ŞEYDİR.

? ÇOKLARI PEK GENÇ ÖLÜRLER, KİMİ DE PEK ERKEN ÖLÜR. ZERDÜŞT DER Kİ: "VAKTİNDE ÖL!" ELBETTE HIÇBIR ZAMAN VAKTİNDE YAŞAMAYAN, NASIL VAKTİNDE ÖLSÜN Kİ? KEŞKE HİÇ DOĞMASAYDI. BUNU SALIK VERİRİM GEREKSİZ KİŞİLERE... AMA GEREKSİZ KİŞİLER BİLE ÖLÜMLERİNİ ÖNEMSİYORLAR DAHA. EN BOŞ CEVİZ BİLE DAHA KIRILMAK İSTİYOR.

? VE HER KİM ÜN KAZANMAK İSTERSE, SIRASINDA BIRAKMALI ŞEREFİ. VAKTİNDE AYRILMA DENEN O GÜÇ SANATI BULMALI. EN TATLI GELDİĞİ ZAMAN KENDİNİ YEDİRMEYİ KESMELİ. UZUN SÜRE SEVİLMEK İSTEYENLER BUNU BİLİRLER. EKŞİ ELMALAR VARDIR ÖRNEĞİN. GÜZÜN SON GÜNÜNE KADAR BEKLEMEK BUNLARIN KADERİDİR. AYNI ZAMANDA SARARIR, OLGUNLAŞIR VE BURUŞURLAR. KİMİNDE YÜREK KOCAR İLKİN. KİMİNDEYSE RUH. KİMİ DE GENÇLİĞİNDE KOCAMIŞTIR. AMA GEÇ GENÇLEŞEN UZUN SÜRE GENÇ KALIR. "KİMİLERİ DE HİÇ TATLANMAZ, YAZDAN ÇÜRÜRLER. ONLARI DALLARINDA TUTAN, ÖDLEKLİKLERİDİR." PEK FAZLA KİŞİ YAŞIYOR. PEK FAZLA KALIYOR DALINDA. HANİ BİR FIRTINA GELSE DE, BÜTÜN BU ÇÜRÜMÜŞLÜĞÜ, BU KURT YENİKLİĞİNİ SİLKSE AĞAÇTAN.

? ACI ÇEKEN BİR DOSTUN VARSA, ACISINA DİNLENME YERİ OL. AMA SERT BİR YATAK GİBİ, ASKER YATAĞI GİBİ...

? İNSANLAR EŞİT DEĞİLDİRLER. EŞİT OLMAMALIDIRLAR DA.

? ÇİĞ, OTLARIN ÜSTÜNE GECENİN EN SESSİZ SAATINDA DÜŞER.

? FIRTINAYI GETİREN EN SESSİZ SAATLERDİR. DÜNYAYI, GÜVERCİN AYAKLARIYLA GELEN DÜŞÜNCELER YÖNETİR.

? KOLAY BEĞENİLEN, KÖPEK GİBİ HEMEN SIRTÜSTÜ YATAN, ALÇAK GÖNÜLLÜ KİŞİLER VARDIR. KENDİNİ HİÇ SAVUNMAYAN, AĞILI TÜKRÜĞÜ VE KÖTÜ BAKIŞLARI YUTAN, SABIRLI, HER ŞEYE KATLANAN, HER ŞEYLE DOYAN KİŞİLERSE, BÜSBÜTÜN İĞRENÇ, TİKSİNÇ GELİRLER BANA. KÖLELER ÖYLE OLURLAR DA...

? KENDİNİ YANLIŞ ANLIYORUZ DİYE NE KADAR KIZARDI BİZE. PEKİ NE DİYE AÇIK KONUŞMAZDI. DİYELİM Kİ SUÇ BİZİM KULAKLARIMIZDAYDI. PEKİ NE DİYE İYİ İŞİTMEYEN KULAKLAR VERDİ BİZE? DİYELİM Kİ KULAKLARIMIZ ÇAMURLA TIKALI İDİ. PEKİ BU ÇAMURU KİM TIKADI ORAYA. İŞİNİ DOĞRU DÜRÜST ÖĞRENMEMİŞ BİR ÇÖMLEKÇİNİN BİR SÜRÜ BECERİKSİZLİKLERİ OLUR. OYSA ÇÖMLEKLERİNDEN VE YARATILARINDAN, İYİ ÇIKMADILAR DİYE ÖÇ ALMASI, SAĞ BEĞENİYE KARŞI İŞLENMİŞ BİR GÜNAHTIR.

? YIĞINLARIN BİR ZAMANLAR NEDENSİZ İNANMAYA ALIŞTIĞI ŞEYLERİ KİM, NEDENLER YARDIMIYLA ÇÜRÜTEBİLİR Kİ.