- İnsan en cesur hayvandır. Bütün hayvanları bununla yenmiştir. İnsan bu cümbüşle her acıyı yenmiştir. İnsan acısı en derin acıdır.
- Yalnızlara haksızlık yapmaktan çekinin. Bir yalnız bunu nasıl unutabilir ve nasıl karşılık verebilir ?Yalnız adam, bir derin göl gibidir. İçine bir taş atmak kolaydır ; fakat taş dibine kadar çökerse ,söyleyin , kim onu çıkarabilir? Yalnıza hakaret etmekten çekinin. Fakat bunu yaparsanız artık onu öldürün.
- Hayata olan en yüksek sevginiz ,umudunuza olan sevginiz olsun ve en yüksek ümidiniz, en yüksek hayat düşünceniz olsun...
- "Terk edilmişlik başkadır, yalnızlık başka.."
- "..Bu ruh şimdi yerde sürünüyor ve kemirerek kirleniyor. Bir zamanlar kahraman olmayı düşünüyorlardı. Şimdiyse keyif düşkünleri olmuşlar. Kahraman, korkunç ve hazin bir şeydir. Fakat sevgim ve ümidimle sana yemin ederim ki, ruhundaki kahramanı terk etme. En yüksek ümidini kutsal tut.
Zerdüşt, böyle buyurdu." - "En çok kimden nefret edersin?" demir, mıknatısa böyle sormuş.
"En çok senden nefret ederim; çünkü çekersin; fakat kendinde tutacak kadar kuvvetli değilsin." - İnsan da ağaca benzer.
Ne denli yükseğe çıkmak isterse o denli yaman kök salar yere, karanlığa, derinliğe, kötülüğe. - Fakat, sen ey derin kişi, derin ıstıraplar duyarsın küçücük yaralarda dahi ve henüz şifa bulamadan, elinin üstünde yürür aynı zehirli sülük.
Bu pis boğazları öldüremeyecek kadar mağrursun. Aman dikkat et ki, kaderin olmasın, tüm zehirli zalimliklerine katlanmak. Onlar överek de etrafında vızıldarlar: sırnaşıklıktır onların övgüsü.Yakın olmak isterler tenine ve kanına.
Sığ gönülleriyle düşünürler seni çok, kuşku uyandıran birisin sen daima onlar için. Kuşku uyandırır, üzerinden fazlaca düşünülen her şey.
Bütün faziletlerinden ötürü cezalandırırlar seni. Hatalarındır yürekten bağışladıkları sadece.
Mülayim ve adil olduğun için şöyle dersin: "küçücük varoluşlarından ötürü masumdur onlar" Fakat onların sığ ruhları şöyle düşünür: "Günahkardır, tüm büyük varoluşlarıyla."
Şefkatli davransan dahi onlara, hakarete uğramış hissederler kendilerini ve üstü örtülü kötülükle karşılık verirler yaptığın iyiliğe. - Şimdi bununla modern insan değiştirilmiş ve yenilenmiş mi oluyor: günümüz dünyasında bir şey diğer bir şeye o kadar bağlı ve birbirine o kadar gerekli ki, biri, bir çiviyi yerinden sökse, bina sallanıp yıkılıverir.
- Çevremizdeki her şey bize acı verdiği ve acılar yarattığı sürece mutlu olunamaz ; insana özgü olguların gelişimi kaba güçle, hileyle ve adaletsizlikle belirlendiği sürece ahlaklı olunamaz. Tüm insanlık, bilgelik uğruna mücadele etmedikçe ve bireyler çok bilge bir biçimde yaşamaya ve bilgiye yönlendirilmedikçe bilge olunmaz. Savaşta, çabalarda ve yenilgilerde yüce ve anlamlı olan bir şeylerin bilincine varılamıyorsa, büyük acıların ritminden ve yaşamını feda etmekten bir haz alınamıyorsa, yetersizlikten kaynaklanan bu üç yönlü duyguya nasıl katlanılabilir?