- Zaman hiçbir yere varamayan,başı sonu belli olmayan bir merdivendi.
- İnsan kendi değişince,dünya değişti zannediyordu.
- Azrail gelince istifini bozmayan adam ya şeytandır,ya ermiş.
- Dünya kaynayan bir kazandı,nereye varsa insan,hep aynı düşler ve düş kırıklıkları olacaktı.
- Hayatta hiçbir şey,dışa vurulmayan kızgınlık kadar zarar vermez insan ruhuna.
- ?Yürüyemeyeceğini iki taraf da gayet iyi bildiği halde başlar bazı aşklar. Hep 'bile bile lades' kimi sevdalar.?
- İstanbul alışıldık yanlarıyla bile şaşırtmayı başaran bir bilmece, tanıdık sokaklarında bile kaybolduğumuz bir labirenttir. ?İstanbul?a gelen herkes değişir. İstanbul?da kalan herkes değişir. İstanbul?dan ayrılanlara gelince, onlar ömür boyu hasretlerini buzdan keskin, iğneden ince bir sızı gibi taşırlar yüreciklerinde. İstanbul?u uzaktan özlemenin ağırlığını ancak yaşayanlar bilir.? İstanbullular Avrupa?nın başka şehirlerinde yaşayanların yararlandığı rehavet ve rahatlığa yabancıdır. Ne sokaklarda sallana sallana yürümek, ne hiçbir şey yapmadan bir kafede öylece oturup etrafa gülümsemek. ? İstanbullular durmadan bir yerlere koştururlar. Ve ne kadar koşarlarsa koşsunlar hep ama hep geç kalırlar. İstanbul geç kalmaların şehridir. Randevularımıza, dostlarımıza, sevdalarımıza, anılarımıza, hayallerimize? hatta kendimize geç kalırız burada ha bire.?
- Ve biz kadınlar kendimizi bozuk akçe gibi harcamadan sevemez miyiz dahi bir adamı?
- Empati önemlidir. Kendin gibi olmayanı dinleyebilmek, okuyabilmek, anlayabilmek. ? Sanat sanat için değildir. Sanat anlamak ve hissetmek içindir. Sadece kendi hikayeni değil, ?öteki?nin hikayesini de. Özgürleşmektir sanat. Genişlemek, zenginleşmek, derinleşmek, kendini aşabilmektir.
- ...Biz dile söze bakmayız. Gönle hale bakarız. .....Edep bilenler başkadır, Canı ruhu yanmış aşıklar başka. Aşk şeriatı bütün dinlerden ayrıdır. Aşıkların şeriatı da Allah'tır, mezhebi de. Mevlana Celaleddin Rumi Mesnevi,cilt II,sayfa 133