- Sevdiklerimize verdiğimiz zararın bilincinde miyiz ? Keşke ara ara kapsamlı bir tadilata girişsek benliğimizde. Keşke daha fazla ertelemeden ve samimiyetle bakabilsek içimize. Oradaki yanlışları, hırsları, kabuk tutmuş yaraları, tamahkarlıkları tek tek bulup ayıklayabilsek. Bir tabela assak : " Sevdiklerime verdiğim zarar için özür diliyorum. Şu anda tadilat halindeyim, yenileniyorum..."
- Bir de bakardım ki, saçılmışım oraya buraya. Eğilip tek tek toplardım parçalarımı, ama her zaman dağılanlar topladıklarımdan fazla çıkardı. Ne kadar dikkat edersem edeyim, daima bir şeyler kalırdı geride. Bir şeyler hep yarımdı, hep iğreti, hep eksik..
- Hakk'ın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen, seni hırpalayarak degil, seninle beraber aksın. "Düzenim bozulur hayatımın altı üstüne gelir " diye endişe etme. Nereden biliyorsun altının üstünden daha iyi olmayacağını
- "Evrendeki her cisim, ne kadar albenisiz ya da ehemmiyetsiz görünürse görünsün, bir başka şeye yanıt olsun diye yaratılmıştı. Derdin olduğu yerde deva da vardı, üstelik şaşırtıcı yakınlıkta. Mesele görebilmekti."
- Bazen, hakikat bütün çirkinliği ve çirkefiyle karşıma dikildiğinde,
akibetimi allayıp pullamak, süsleyip püslemek gelmiyor içimden.
Böyle zamanlarda gözlerimi kapatıp, usulca arkama yaslanıyorum
ve küfre özenen kelimelerin dişlerimin arasında bıraktığı o kekremsi tatla oyalanıyorum. - "Şimdi tek istediğim nefes alabilmek, ötesinde yok gözüm.Kaçmak da mümkün buradan elbette ama benim istediğim kaçmak değil ki.Ne varmayı arzuladığım bir öte diyar, ne de bir yerlerde bıraktığım kayıp bir cennetim var.Sadece çıkmak istiyorum.Çıkmak da değil, çıkabilmek. Ben o ihtimali seviyorum.Seçeneğim olmasını, kapının aralık kalmasını..."
- ..Canının istediğini yapamazsın. Sen yalnızca Yaradan senin içine neler koyduysa onlardan bir şey yapabilirsin. Bende unsurlar var mesela. Sende unsurlar var. Zişan'ın çoğu su. Sen, ateşsin muhtemelen. Evet, alev. Aslolan şu: sana verilen özellikleri nasıl değerlendireceksin? Eğer içinde denge yoksa o kişi hep gergin olur. Patlamaya hazır bomba, yazık...
- İnsan doğası böyle işte, en çok nefret ettiklerimiz en fazla sevdiklerimiz oluyor hep.
- Takvim yetersiz bir icat. Dedikleri gibi zaman uçup gidiyorsa eğer, uçuş hızı hep aynı değil ki. Keşke haftanın her gününü ayrı değerlendirmenin bir yolu olsaydı. Mesela o-kadar-berbat-olmayan bir günü beyaza boyar, bir puan verirdik. Üstünden-tren-geçmiş günler kırmızı ve iki puan olurdu. Berbat bir gün de siyah ve üç puan.
- Aşkı aramadan evvel, düşün bir, ya benden nasıl bir aşık olur? İnsanın sevdası karakterinin yansımasıdır. Sen kavgacı isen, ha bire öfkeli, aşkı da bir cenk gibi yaşarsın. Gönlü pak olanın sevgisi de saf olur.