- (5/40) Beşinci Kural : ''Aklın kimyası ile aşkın kimyası başkadır. Akıl temkinlidir. Korka korka atar adımlarını. ''Aman sakın kendini!'' diye tembihler. Hâlbuki aşk öyle mi? Onun tek dediği: ''Bırak kendini, ko gitsin!'' Akıl kolay kolay yıkılmaz. Aşk ise kendini yıpratır, harap düşer. Hâlbuki hazineler ve defineler yıkıntılar arasında olur. Ne varsa harap bir kalpte var!'' (Sayfa :95)
- (6/40) Altıncı Kural : ''Şu dünyadaki çatışma, ön yargı ve husumetlerin çoğu dilden kaynaklanır. Sen sen ol, kelimelere fazla takılma. Aşk diyarında dil zaten hükmünü yitirir. Âşık dilsiz olur.'' (Sayfa : 96)
- Feridüddin-i Attar hazretleri şöyle demişti: ''Çok geçmeyecek, bu oğlan âlemin yüreği yanıklarının yüreklerine ateşler salacak.'' (Sayfa : 98)
- (7/40) Yedinci Kural : ''Şu hayatta tek başına inzivada kalarak, sadece kendi sesinin yankısını duyarak, Hakikat' i keşfedemezsin. Kendini ancak bir başka insanın aynasında tam olarak görebilirsin.'' (Sayfa: 101)
- (8/40) Sekizinci Kural : ''Başına ne gelirse gelsin karamsarlığa kapılma. Bütün kapılar kapansa bile, sonunda O sana kimsenin bilmediği gizli bir patika açar. Sen şu anda göremesen de, dar geçitler ardında nice cennet bahçeleri var. Şükret! İstediğini elde edince şükretmek kolaydır. Sufi, dileği gerçekleşmediğinde de şükredebilendir.'' (Sayfa: 103)
- (9/40) Dokuzuncu Kural : ''Sabretmek öylece durup beklemek değil, ileri görüşlü olmak demektir. Sabır nedir? Dikene bakıp gülü, geceye bakıp gündüzü tahayyül edebilmektir. Allah âşıkları sabrı gülbeşeker gibi tatlı tatlı emer, hazmeder. Ve bilirler ki, gökteki ayın hilalden dolunaya varması için zaman gerekir. (Sayfa: 104)
- Şems'e dedim ki: ''Bak, ipek böceği kozadan çıkarken alın teriyle ördüğü ipeği yırtıp parçalar. Bu yüzden çiftçiler ya ipeği seçerler; ya ipek böceğini. İkisini birden koruyamazlar. Çoğu zaman ipeği kurtarmak için ipek böceğinin canını alırlar. Bir tek ipek mendil için bilir misin yüz ipek böceği can verir?'' Rüzgâr bizden yana esti, usuldan. Ürperdim o an. Yaş kemale erince üşütmek kolay oluyor ama havadan değil üşümem. Çünkü o an bildim, Şems'i bahçemde son görüşümdü bu. Bir daha görüşemeyecektik. Bu âlemde değil. O da aynı şeyi sezmiş olacak ki, gözlerine bir hüzün çöktü. Şafak sökerken el öpüp helalleşmeye geldi. Baktım, uzun kara saçlarını kazımış. Şaşırdım ama ne ben sebebini sordum, ne o anlattı. Bir tek şey söyledi: ''Bu hikâyede benim payım ipek böceğininkine benzer. Rumi ipektir, ilmik ilmik örülecektir. Vakit tamam olunca ipeğin bekası için ipek böceğinin ölmesi gerekir.'' (Sayfa: 111)
- ''Dere eşeğin ayağına gelmez. Su içmek isteyen eşek kendisi dereye gider, unutma!'' (Sayfa: 115)
- (10/40) Onuncu Kural : Ne yöne gidersen git, -Doğu, Batı, Kuzey ya da Güney- çıktığın her yolculuğu içine doğru bir seyahat olarak düşün! Kendi içine yolculuk eden kişi, sonunda arzı dolaşır. (Sayfa: 117)
- Öğrenme aşkıyla geçti ömrümüz, aşkı öğrenemesek de?