Kelimeler de insanlar gibi gezermiş meğer. Uzaklara, hem de çok uzaklara ulaşırlarmış.

Sadece iki şey bakidir, derdi hizmetkarlar. Bir, Sibiryalı Taras, bir de Osmanlı saltanatıdır. Gerisi fanidir.

"Çalışmak, bizim gibiler için ibadet sayılır" derdi ustası. "Biz duamızı da, niyazımızı da böyle ederiz."

Kader,hayatımızın önceden çizilmiş olması demek değildir.Bu sebepten, "ne yapalım kaderimiz böyle" deyip boyun bükmek cehalet göstergesidir.Kader yolun tamamını değil,sadece yol ayrımlarını verir.Güzergah bellidir ama tüm dönemeç ve sapaklar yolcuya aittir.Öyleyse ne hayatının hakimisin, ne de hayat karşısında çaresizsin...

"her tiyatro sahnesi büyük bir aynaydı, izleyicilere tutulmuş. ve her ayna büyük bir tiyatro sahnesiydi, hayatın göbeğine kurulmuş.."

Dua etmek, ilanı aşk etmek demekti. Yaradan'a olan sevdanı açık etmek. Aşkta korkuya yer yoktu, ya da çıkarcılığa...

Aşk gibiydi okumak da....Neden, nasıl müptelası olduğunu, bilen zaten gayet iyi bilirdi, bilmeyene de anlatamazdın bir türlü....

Bir dil öğrendiğinde koskoca bir kalenin anahtarını teslim alırsın. Kale kapısından başka kimler girmiş, seni ne ilgilendirir? Sen kendi keşfine bak.....

Aslan burcu oynak değil, sebatkar; uçarı değil, güvenilirdi....

Görmeden bilebilir, gitmeden varabilir, dokunmadan hissedebilirsin eğer hayal etmeyi biliyorsan (MAHREM)