- Ve hayat şaşırtmaya bayilirdi. -MAHREM- Çizginin öbür yani intihardır. Öyleyse yaşamak intiharın kıyısında, belki de tam eşiğinde durup zıplamak, zaman zaman ayaklarını boşluğa sarkitmak pahasına oynamak, oynamak, hiç yanmayacakmis gibi oynamaktır. -SİYAH SÜT- Bana gelince , ben de değiştim ve değişiyorum. Varlıktan hiçliğe gidiyorum. Bir mevsimden diğerine, yaşamdan ölüme kayiyorum. -AŞK-
- Taş köprünün tam orta yerinde durdu. Artık biliyordu ki hangi yöne adım atarsa atsın karşısında hikayesini bulacaktı. -PİNHAN- Rabbim dedi. Bana ya gafillerin rehavetini ya da alimlerin metanetini ihsan et. Hangisini seçersen seç minnettar kalırım, ama yalvarırım beni hem bilgili hem güçsüz kılma. -BABA VE PİC- Geceleri isabel 'in başında beklemis; onun gencecik vücudunda, gül yüzünde kol gezen ölümle uzun uzun konuşmuştu. Dertli ve yalnızdı ölüm. Sevilmekten şikayetçiydi. İnsanlarla bir alıp veremediği yoktu.sadece yalnızlıktan kurtulmak istiyordu o kadar. Vurdumduymazliktan gelse de , aslında insanların onu böylesine çirkin ve korkunç tasvir edip uzak tutmaya çalışmaları agrina gidiyordu.ne yazık ki , kendi varlığı başkalarının yokluğunu gerektiriyordu. Vsr olabilmek için yok etmeye mahkumdu. Bu kısır döngüden kurtulabilmek için belki de kendini ortadan kaldırması gerektiğini düşünüyor ama buna cesaret edemiyordu.her ne olursa olsun hayatı seviyordu ölüm. -ŞEHRİN AYNALARI-
- Dahası ben insan olarak zaman zaman yaşamak zorunda kaldığımız bütün o ıstırabın bir sebebi olduguna samimiyetle inanıyorum. Bazen tanrı böyle zorluklarla inancımızı sınar. Sebepsiz sıkıntı yoktur. -ARAF- Tekerrür aynilik demek değil, ne de çember yuvarlaktır aslında. Dem bu demdir. Dem bu dem... zinciri içinde mazi de, gelecek de bizimle, hepsi bu anın içinde. -MED-CEZİR- Başlangıcı bulma sevdasına düşmedikce herhangi bir yerinden dalabilirsiniz çembere. Ama başlangıç adını veremezsiniz daldığıniz yere. Ne bir milat, ne bir eşik, ne bir son durak.nereden yola çıkarsam çıkayım hep bir öncesi var. -BİT PALAS-
- Her şey eski haline dönüyordu. Demek ki her şey geçmişe dönebiliyor, eski zannettiklerimiz bir türlü eskimiyordu. -MAHREM- Geçmiş, zihinlerimizi kaplayan bir sis bulutundan ibaret. Gelecek ise başlı başına bir hayal perdesi. Ne geleceğimizi bilebilir, ne geçmişimizi değiştirebiliriz. Sufi daima şu anın hakikatini yaşar. -AŞK- Bunalımda olan her insan gibi o da şaşırmış zamanın ritmini. Keşke demekten başka bir şey yapamıyor. Zamanı kuyruğundan tutayım derken anı kaybetmiş hepten. Bozuk bir plak gibi takılmış centige, yapışmış aynı nakaratın dizisine, done done .oradan öteye geçemiyor. -SİYAH SÜT-
- Devamlı geçmişi konuşup maziyi sıla belleyenler ömür boyu gurbette Yaşamaya mahkumdur. Acıtır geçmiş, boş yere yaralanır insan. -ŞEHRİN AYNALARI- Su dediğin akmazsa bulaniklasir, Çağlamazsa kirlenir. Mazi dediğimiz başı sonu olmayan , kıyılarına varılmayan, sınırsız bitimsiz bir gol. Akıp gitmesi lazım. -MED-CEZİR- Hayal gücümün geniş olduğunu söylerler. Saçmalıyorsun demenin şimdiye kadar icat edilmiş en ince yoludur bu. -BİT PALAS-
- Hayalle hakikat ateşle su gibidir. Her biri ister ki tek kendi kalsın orta yerde, öteki kaybolsun. Hayal dediğin hakikati boğmak, hakikat dediğin de hayali yakmak ister. Onlar dovusup didisirken, biz de deriz ki, bu yaptığınız gaflettir. Aslında siz karindassiniz O vakit onlar kavgayı keser. -PİNHAN- Peki biten bir ilişkiden sonra toparlanmak açısından iki cins arasında büyük fark olduğunu düşünüyor musun? Kadınlar berbat bir evlilik ya da ilişkiden sonra genelde uzunca bir süre yeni bir sevdadan kaçıyorlar. Erkekler içinse, tam aksi gecerli; bir felaketi atlatır atlatmaz derhal yenisini aramaya başlıyorlar. Erkekler yalnız yaşamıyor. -BABA VE PİC- Doğuştan bana verilen bir isme ilanihaye yapışıp kaldığımı bilmek nasıl sıkmaz ki canımı, hayattaki yegane tesellim kendim olmamayı başarabilme şansım iken. -ARAF-
- İçimin tünellerine girer girmez bir fener alıyorum elime. Buralar çok karışık. Kaç defa geldim. Gene de hep kayboluyorum. -SİYAH SÜT- İçimde ki uçurum seni dışarıdaki dünyadan daha çok heyecanlandiriliyorsa Pekala içine, yani kendi benliğine düşebilirsin. -BABA VE PİC- Kızmiyordu kendine. Anlamaya çalışıyordu sadece. Kimselere anlatamadığı, anlattığı takdirde anlaşılmayacagini bildiği şeyleri kendine sakliyordu. -ŞEHRİN AYNALARI- Seni daha tanımadan özlüyorum... -AŞK-
- Yalnızlığın "benim yalnızlığım" olabilmesi için varlığından bahsedebilecegim bir benliğe ihtiyaç duyarım. Bunun için de muhakkak bir Başkasına. -MED-CEZİR- Kimseye rakip olamayacak kadar şişmansaniz eger; zayıflamaya ahdetmis bütün şişmanlar dostunuz olmak için yarışır. -MAHREM - Uzun zaman önce atılmış bir çığlığın azalarak yok olan yankısı gibi her geçen gün tükeniyordu aralarındaki ilişki. -ARAF- Çünkü kimlik de bir nevi refleks gibidir. İnsanların yüzde sekseni kim oldukları sorulduğunda, sana ne kardeşim? Demek yerine boş bulunup kendilerini tanıtır. -BİT PALAS- Hatırlamak için hayal kurmaya , hayal edebilmek için de Hatırlamaya muhtacız. Hikaye dediğin de budur zaten. Bu andır. İçinde geçmiş ve gelecek, hafıza ve hayal barınir. Her hikaye, ezeli evveli olmayan, alabildiğine hudut süz bir andır. Ne Başta ne sonda; tam da ortadadır. -PİNHAN-
- Taşların seni tanıdığı memleket, insanların seni tanıdığı memleketten iyidir. (syf:227) El-farah seb'ate eyyâm vel huzn tûlül ömr. Sevinç yedi gün sürer, hüzün bir ömür boyu. (syf:228)
- Kendimdeki değişimi seyrediyorum. Aşık olmanın bir mucizeye inanmaya benzediğini düşünmeye başladım. Aşk ta beklentiler ve inançlar ile ilgili. İnsan kendisi için hala kurtuluş ümidi olduğuna ve günün birinde özel birinin bunu mümkün kılacağına inanıyor. Bir mucize özlemi değil mi bu? Bu dünyadan fazla bir şey beklememen gerektiğini bilsen de içindeki bir şey diretiyor... Umut etmeyi sürdürüyor... Sevdiğin kişinin seni seveceğini umut etmeyi.