- Bu hayat kimin gerçekten? Sanki bu hayatı, bütün bu işleri bir "bitirsen" rahat edip dinlenecekmiş gibi yaşamıyor musun sen de? Patlayana kadar tıkıştırıyorsun hayatı ağzına. Sonra bünye kusmaya başlayınca....
- Bir hayat, insanın kendi hayatı olsa bu kadar yorabilir mi sahibini hakikaten?
- İlaçların pelteleştirdiği ruhun bir gün mutlaka dirilmek isteyecek. Yaralarınla organlarını ayırmak, bu kez gerçekten istediğin gibi bir hayata başlamak zorunda kalacaksın. O zaman kendi uzunluğunda olacak zaman. Et kendi ısısında. Sabah, sabah gibi olacak. Uyku, uykuya benzeyecek. Belki hiç ummadığın biri olacaksın sonunda. Ama o zaman içinde, şimdi sıkışmış gibi duran, çırpınan kuşlar uçacak. İyiyken iyi olacaksın, kötüyken kötü. Gülünce güleceksin net bir biçimde, ağlayınca bitecek, bileceksin.
- Kadınların hiç sallanmayan yapma memeleri, erkekleri araba markalarıyla tarif eden bir dünyada, aşkın tel tel ele gelmesidir faşizm.
- Başı soğuktan titriyor, saçları bile ürperiyordu. Saçları sarıydı, bu yüzden ona bakıyorlardı. Kıvamsız adamlar, soğuktan titreyen, yüzü yorgunluktan suretini değiştirmiş bir kadına, kadın olduğu için, ölmek üzere olmasına rağmen bakıyorlardı. Sırıttılar yağlı yağlı, kahverengi-sarı.
Kadın belki birazdan açlıktan ya da soğuktan bayılacaktı ama muhtemelen hala birileri onda iki meme, bir kasık görüyordu. - Şöyle bir şuh bakış bakıp saçını savuramıyorsun. Sen komik bulduğun için bunlar sende komik duruyor. Yapsan yaparsın da, daha baştan tutamayıp kendini gülmeye başladığın için hep bunlara gülen adamlar seni buluyor...
- insan çok yalnızken, bir tane daha kendinden doğuruyordu içinde, "korkma" , desin diye.
- Bir insan bir insanda başka bir hayatın kapısını görünce aşık olur. Ne mutluluktur öte yandaki, ne de tadıyla meraklandıran bir acı. Aşk diye buna denir: Bir insan bir insanda tekinsiz bir ev görür
- Unutmak ılık, ağrılı bir loşluktu. Hatırlamak ise gölgeli uykuyu kesik kesik yanmaya başlayan çiğ beyaz floresan ışığıyla bölen berbat bir mola yeri
- İnsan, yarası yarasına denk geleni seviyor demek ki...