- Ablam tertemiz bir ev kadınıydı; ne var ki temizliğini pislikten daha tedirgin edici, daha sevimsiz yapıp çıkarmakta da pek hünerliydi. Temizlik imandan gelir derler ya... Kimi kişiler de ablamın temizlik konusunda gösterdiği hüneri din konusunda becerirler.
- ...Durum böyle olsaydı beni beğenmemezlik etmezdin değil mi Biddy?
Biddy pupa yelken geçen gemilere bakarak şöyle bir iç geçirdi, sonra yanıt olarak "Yok, benim gözüm öyle yükseklerde değildir." dedi. - Ne de olsa ruhlar da denizler gibidir; derinlik ancak derinliklere yanıt verir.
- Gemileri batıranlar, akıntıya kapılmış giden buzdağları olurdu hep.
- Şeytan, aslanlar gibi kükreyip ortaya çıktı mı, görmeye gelenler çoğunlukla avcılarla vahşilerdir. Ama giyinir kuşanır, cilalanır da geldi mi başka. İster iyilik için kullanılsın ister kötülük için, ister ateş yakmak ister söndürmek için olsun, şeytan o zaman şeytandır işte.
- "Beden gözünüzün önünde güçsüz ve çaresiz,öyle serilmiş yatarken,zihnin her zamanki sağlıklı uğraşlar ve amaçlara geri dönüşüne tanık olmak insana çok dokunuyor."
- "Sonunda insan zihninin,geçmiş olayların yarım yamalak anıları arasında aklın denetimi altında olmaksızın ordan oraya huzursuzca koşturduğu ama aynı zamanda dile gelmez bir eza duygusundan da bir türlü sıyrılamadığı o yarı bilinçsizlik haline düştü."
- "Coşkunun doruğundan perişanlığın çukuruna,perişanlığın çukurundan coşkunun doruğuna sırasıyla gidip gelmişti:Yol kenarında borusuna yel sızmış gaz lambası gibi bir an için olağanüstü bir parlaklıkla şavkıdıktan sonra küçüle küçüle nerdeyse göze görünmez olmuş,kısa bir aranın ardından bir an yine parlayıp ışıldamış ve sonunda kararsız,sarsak bir parıltıyla titremiş,sönmüştü."
- "Hasta tir tir titreyen eliyle benim omuzuma yapıştı o sırada ve öbür eliyle göğsünü döverken can havliyle bir şeyler söylemeye çalıştı,yapamadı.Kollarını anayla çocuğa doğru uzattı,var gücünü harcayıp konuşmaya çabaladı yine.Gırtlaktan bir inilti çıktı...gözde bir parıltı...tıkanırcasına kısa bir inilti...sırtüstü devrildi...ölmüştü!"
- "Bir insanın hayatında,kendi şapkasını kovalarkenki kadar gülünç bir sıkıntı yaşadığı ya da acınmaya o kadar az müstahak göründüğü anlar çok enderdir.Bir şapkayı yakalamak aşırı soğukkanlılık ve çok özel bir muhakeme gücü gerektirir.Aceleci olmamalısınız,yoksa şapkayı çiğnersiniz;karşıt uca savrulursanız,onu hepten yitirirsiniz.En iyisi,izlenen nesnenin usulca peşinden gitmek,tetikte ve ihtiyatlı olmak,fırsatı kollamak,az ilerleyip önüne geçtikten sonra hızlı bir dalış yaparak tepesinden yakalamak ve sımsıkı kafaya geçirmektir.Bir de,bütün bu süre boyunca işi şakaya vurmakta kimseden aşağı kalmadığınızı dünyaya göstermek için tatlı tatlı güleceksiniz."