- Otel bir zamanlar tavus kuşu yeşiline boyanmıştı, parlak bir yeşile; ama yağmurdan, Los Angeles' ın her şeyi silip süpüren kendine has yağmurlarından sonra o cart yeşil tırnakları ile tutunuyordu binanın duvarlarına -otelin müdavimleri gibi.(Sf: 89 - Parantez Yay. - 5. Baskı)
- Büyük bir yazar beş yüz yılda bir geliyordu ve o sen değildin ve onlardan biri olmadığı da kesindi. (Sf: 112 - Parantez Yay. - 5. Baskı)
- Benim konularım bira içmek, at yarışları ve senfonik müzik dinlemekten ibaretti. Eksik bir hayat olduğu söylenemezdi ama hayatın tamamı da değildi. (Sf: 113- Parantez Yay. - 5. Baskı)
- ... çünkü diğer tarafta sevkiyat yapan kişi dikkatsiz olamayacak kadar korkuyordu işini kaybetmekten. Genellikle otuz altı araba taksidinin yedincisindedir, karısı pazartesi günleri seramik kursuna gidiyordur, ev kredisinin faizleri onu yiyip bitiriyordur ve beş çocuğunun her biri günde bir litre süt içer.
- Genellikle otuz altı araba taksidinin yedincisindedir, karısı pazartesi günleri seramik kursuna gidiyordur, ev kredisinin faizleri onu yiyip bitiriyordur ve beş çocuğunun her biri günde bir litre süt içer.
- Kimse bilmiyordu ne müthiş olduğumu, neler yapabileceğimi, kimse. Mucizevi biriydim. Güneş her yere sarılar serpmişti ve bıçak gibi kesiyordum sarıları, iki tekerlek üstünde bir deli bıçaktım. Babam Hindistan sokaklarında bir dilenciydi ama dünyanın tüm kadınları bana bayılıyorlardı..
- Sorun seçimlerini hep iki kötü arasında yapmak zorunda kalmandaydı, ve seçimin ne olursa olsun bir parçanı daha kesiyorlardı. Kesecek bir şey kalmayana dek. İnsanların çoğu yirmi beş yaşında mahvolmuştur. araba süren, yemek yiyen, çocuk sahibi olan, kendilerine en çok benzeyen başkan adayına oy vermek gibi her şeyi yapılabilecek en kötü şekilde yapan götlerden oluşmuş bir toplum..
- Yazar olmanın çeşitli yolları vardı oysa. Bir süre yazarsınız ve başka yazarlar tanırsınız. İyi ve kötü yazarlar. Ve hepsinin teneke ruhlu olduklarını keşfedersiniz. Onlarla aynı odada bulununca anlıyordunuz bunu. Büyük bir yazar beş yüz yılda bir geliyordu ve o sen değildin ve onlardan biri olmadığı da kesindi. Boku yemiştik..
- Kötülerden biri addedilmek hoşuma gitmişti, kötü olduğumu hissetmek. Herkes iyi olabilirdi, iyi biri olmak cesaret gerektirmiyordu. Dilinger cesurdu. Ma Barker o adamlara makineli tüfeğin nasıl kullanılacağını öğreten müthiş bir kadındı. Babam gibi olmak istemiyordum. O kötü geçiniyordu sadece. Kötüysen kötü rolü yapman gerekmez, kötüsündür. Kötü biri olmak hoşuma gidiyordu. İyi olmaya çalışmak hasta ediyordu beni.
- Kadınlar acı çekmek için yaratılmışlardı sanki; sürekli sevgi sözleri duyma ihtiyaçları bundan kaynaklanıyordu belki.